Dünya, insanı ahireti için çalışmaktan auzaklaştırıyorsa, bir aldanma nedeni olur. Ahireti kazanmak için sermaye oluyorsa, kazanma sebebi olur. Rabbimiz Allah, dünya hayatının insanları aldatmaması, şeytanın insanları kandırmaması için bizleri birçok âyette uyarmaktadır: “Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokman, 31/33) Dünya hayatının câzibeli görülen yaşantısının bizleri aldatmaması; câiz olmayan, helâl olmayan şeylerden sakınmamız, uzak durmamız, tenezzül etmememiz gerektiğini anlamalıyız. ‘Nasıl olsa işlediğimiz günahları Allah affeder’ düşüncesiyle, günah olan, haram olan işlere tevessül etmemeliyiz.
Yüce Allah bizleri şöyle uyarıyor: “O halde gücünüz yettiği kadar Allah’tan korkun. (emirlerini) dinleyin, itaat edin.” (Teğâbün, 64/16); “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına (âhiret için) ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.” (Haşr, 59/18) Demek ki, nasıl olsa Allah affeder diyerek günah işlemenin, ibadetleri ve doğru olan işlerin terk edilmesinin yanlış bir düşünce olduğunu bilmeliyiz.
Tabiî ki, bir mü’min olarak günah olan bir iş yapıldığı zaman yapılacak şey, ondan dolayı hemen tevbe etmektir. “Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar hâriç, zira Ben onları bağışlarım.” (Bakara, 2/160)
Burada anlamamız gereken şey, elimizden geldiği kadar günah olan hususlardan uzak durmalıyız. Buna rağmen günah işlendiğinde hemen tevbe ederek, ne için tevbe ettiysek bir daha onu yapmamaya çalışmalıyız. Rabbimiz Allah şöyle buyuruyor: “Hayır, siz çarçabuk geçmekte olan (dünyayı) seviyorsunuz ve âhireti terk........© Yeni Akit