Ailede çocuğa din eğitimi verilmesi

Çocuk için bedenî ve ruhî her açıdan en mükemmel yetişme ortamı ailedir. Çocuk bakımı ve çocuk eğitimine dair kurulan çocuk yuvaları ve benzeri müesseselerin ne kadar iyi olursa olsun, her şeyiyle ailenin yerini tutamayacağı açıktır. Çocuğun hayatının en önemli dönemini kendileriyle beraber geçirdiği aile, çocuğun genel eğitiminde olduğu gibi din eğitiminde de en önemli fonksiyonu icra eden unsurdur.

Çocuğun iç çevresini oluşturan inanma yeteneği onu saran dış çevre tarafından özenle eğitildiği nispetle bilinçli düşünme ve davranış şeklini alabilir. İslâm’da dine yönelme istidadı olarak kabul edilen fıtrat, çok özel bir kabiliyet olarak insana verilmiştir. Fıtratın iyi ve doğru şeklinin muhafazası ve devamı ise sosyal bir varlık olan insanın yetiştiği muhit ile doğrudan alâkalıdır.

Bu gerçeği dile getiren bir hadiste şöyle denilmiştir: “Her çocuğu, annesi fıtrat üzere dünyaya getirir. Onun bu hali, konuşma çağına kadar devam eder. Sonra ebeveyni onu hıristiyan, yahudi, ateşperest veya müşrik yapar. Eğer anne-babaası Müslüman iseler çocuk da Müslüman olur.”(Buhârî, Cenaiz 79) Hadisin muhtevasından, öncelikle insanların yaratılışları itibarıyla iyilik ve doğrulukta bulunmaya elverişli ve temiz oldukları anlaşılmaktadır.

Dikkat edilmesi gereken ikinci husus ise; eğitilmesi mümkün olan insanın dinî eğitiminde en etkin faktörün aile olduğudur. Çocukların dini severek ve isteyerek öğrenmelerini sağlamak için özel bir çaba, metot ve sabır gerekmektedir. Ailenin, çocuğa ilk dinî bilgilerin verildiği kurum olmasının yanında, çocuk........

© Yeni Akit