menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müsavat Dervişoğlu arenası

30 1
30.04.2024

Türk siyaset arenası malzeme konusunda epey zengindir. Türkiye’de siyasal yaşam alanında liderlerin meydan okuması bir gelenek haline gelmiştir.

1950’lerde Adnan Menderes’in İnönü’ye meydan okumasıyla başlayan süreç, CHP’lilerin yakasına yapıştığı yıllarla devam etmişti… Türkiye neler gördü neler… Bugüne baktığımızda da, bu meydan okumaların bitmediğini, hatta giderek çeşitli biçimlerde karşımıza çıktığını görüyoruz.

1970’li yıllarda sol hareketlerin zirve yaptığı dönemde Karaoğlan’la başlayan hikâye, Demirel’le kavganın sınırlarını zorlamıştı. Birbirlerine aşırı hamasi duygularla yaklaşan siyasi liderler istikrarsız ortamı oluşturduğu gibi muhtıraların, darbelerin de habercisiydi.

Demirel’in bunu bir fırsata çevirmek için fötrlü şapkasıyla köylü izlenimi verirken Cumhuriyetçi geleneğin de bekçisi olduğunu göstermesi, gözlerden kaçmıyordu. Demirel’in kullandığı dil ve söylemlerle siyaseti bir sanat gibi işlemesi özel bir becerisi olduğunu gösteriyordu. Bu söylemlerin altında ezilen Karaoğlan, meydanlarda liberal ve sağcı politikacılara karşı çıkarak; ABD’ye meydan okuyarak liderliğini pekiştirmiştir.

Ancak bu duyguların uzun sürmemesi, liderler arasındaki kavganın büyümesi sonucu 1980’li yıllarda darbeyi beraberinde getirmiştir. Kenan Evren’in cunta hareketiyle başlayan süreci, Amerikan darbeci zihniyetinin........

© Yeni Akit


Get it on Google Play