4b- MÜSLÜMANLARIN KUR’ÂNI
ANLAMADAKİ KUSURLARI
‘BATI’ İLİM VE TEKNOLOJİDE İLERLERKEN,
MÜSLÜMANLAR NE YAPTILAR?
*‘Batı Hristiyan alemi’ Rönesans’la başlayan düşünce merkezli ilmî çalışmalarına hız vererek ve ilme ve ilim adamlarına değer vererek ilerlerken, acaba Müslümanlar ne yapıyorlardı?
*Müslümanlar Orta çağdan sonra neredeyse 500 yıldır insanlık tarihine maalesef ilmi önemli bir katkı sağlayamadılar (Ecdatla boşu boşuna öğünmenin gereği yoktur. Kimse kendini kandırmasın!).
*Müslümanlar, İslâm’ın özünü-esasını anlama, Hz.Peygamber’in ahlâkını örnek alma yerine, şekli ibadetlere (onun da gerçek manasını anlamadan) ve Hz. Resulullah’ın geleneksel giyimi, sakalı, sarığı, ridası, vs gibi geleneksel adetlerini aldılar. Halbuki asıl almaları gerekilenler, O’nun ‘Kur’ân ahlâkı olan’ ahlâkı olmalıydı.
*Müslümanlar İslâm’ı bir takım şekillere, ritüellere indirgemişlerdir.
*Müslümanlar, Kur’ân’ın mânâsına-özüne önem vermek yerine, O’nun lafzını okuyarak sevap kazanma yolunu tercih etmişlerdir.
*Kur’ân dinamik bir hayat kitabı olmasına ve her asırda ihtiyaçlara cevap verecek mânâları havi olmasına rağmen, Müslümanlar ilmî tedrisatla Kur’ân’ın her asra hitap eden hazinelerini çıkarıp, asrın idrakine sunamadılar.
*Müslümanlar, ‘şu sureden bu kadar okursan, bu ayetten şu kadar okursan, şöyle şöyle…sevap kazanırsın’ diyerek, sevap için Kur’ân’ın lafzını okudular veya O’nu okuyup ölülerine üfürdüler. Müslümanlar, Kur’ân’ı diri bir hayat kitabı olarak dirilere, yaşayanlara değil de, ölülerine okuyup, ‘O’nu bir ölü kitabı’ yaptılar. Ama hayat, pasifizme-statikizme prim........