*Akıl; Olayları, durumları, duyuları anlama, değerlendirme, netice çıkarma kabiliyetidir (yetisidir).
*Zeka; Öğrenme ve anlama derecesi, çabukluğudur (intikal hızı).
*İnsanlarda Akıl ve zeka vardır.
*Delilerde, Akıl hastalıklıdır. Delilerde, Aklî melekelerde kalıtımsal (genetik) veya edinsel bir bozukluk vardır.
*Çocuklarda; Aklî melekeler büluğ çağına (14-18 yaş) kadar henüz tam olarak gelişmemiştir.
*Hayvanlarda; Akıl yoktur. Hayvanlarda, ‘şartlı refleks’ denilen öğrenme ve davranış alışkanlığı elde etme kaabiliyeti vardır.
*Medeniyet, Aklın ürünüdür. Tarihte, medeniyetleri hep insanlar kurmuştur. Hayvanların kurduğu bir medeniyet yoktur.
*İnsana, Aklı sayesinde ‘Eşref-i mahluk’ (mahlukatın, yaratıkların en şereflisi, üstünü) denilmiştir (1).
*Akıl, insanın çok kıymetli bir sermayesidir (2).
*İnsan, aklını kendisi yapmış değildir. Eğer öyle olsaydı, herkes kendini en akıllı yapar ve hiçbir kimse de kendini ‘deli’ yapmazdı!
*Akıl, Allah’ın insana ihsân ettiği (Tıpkı diğer organları gibi) ve onunla insanı sorumlu tuttuğu bir emanetidir. İnsan aklını kullanmazsa veya kötüye kullanırsa sorumluluğunu yerine getirmemiş ve ayrıca da mesul olmuş olur (3,4).
*İnsan, aklını da, diğer organlarını da kendisi yapmamış, öyle ise bütün bunlar onun hakiki malı değil, Allah’ın verdiği emanetlerdir.
*Madem diğer mahlukata karşı, İnsana üstünlük sağlıyan akılı, Allah emanet olarak vermiştir, o halde emanetçi insan, emanete sahip çıkıp onu zayi etmemelidir. Mal sahibi, emanetçiye malını belli şartlarla emanet eder. Emanetçi, mal........