*12 Eylül 1980 ihtilâline nasıl gelindi...?
*Neler yaşandı...?
*Neticeleri neler oldu..?
*İnsan unutkandır, hem de çabuk unutur.
Bir de olaylar doğrudan kendisini ilgilendirmiyorsa, hiç yaşanmamış kabul eder. Bu kabulden dolayı, ifsâd ediciler, tiranlar ve sömürgeciler aynı veya benzer filmi tekrar tekrar gösterime sokar, oynatırlar.
Hatalardan ders alıp tekrarlamaması için, hatalar hatırlanmalı, yazılmalı, gelecek nesillere, aynı hatalara düşmemeleri için uyarı görevi yapılmalıdır.
İnsan şayet, bir vakayı yazmazsa veya sık sık tekrar etmezse onu çabuk unutur. Zira, ‘Hafıza-yı beşer nisyân ile mâlüldür’ (insan hafızası unutkanlık hastalığına müptelâdır).
*12 Eylül 1980 darbesine şahid olanlar ve anlayanlar, o zaman en az 12-15 yaşında olmalılar ki, olayları tahlil edebilsinler. Olayları hatırlayanların çoğu da, olayların ancak görünen yüzünü bilebilirler. Ve olayların arka planını bilemezler. Tarihin tekerrür etmemesi için, benzer olayların tekrarlamaması gerekir. Olayların tekrarlamaması için de, Millet’in münevverlerinin olayları hatırlatarak milletin hafızasını canlı tutması icap eder.
*12 Eylül 1980 darbesinden buyana 44 yıl geçti. Bugün, 44 yaşında olanlar, o gün Dünyaya yeni gelmişti. Bir kısmımız bebekti, bir kısmımız da olup-biteni anlayacak yaşta değildi. Bir kısmımız olayların kenarında-köşesinde kalmıştı. Bazılarımız da olayları unuttu veya hayal –meyal hatırlıyor. Hâlbuki 12 Eylül 1980 sürecinde (evveli, anı, sonrası) neler oldu, neler... Ne gencecik fidanlar hayatlarının baharında iken toprağa........