4- ALLAH’IN MUTLAK ADALETİ
Birinci bölümde; Ahiret’in varlığına delil olarak ALLAH’TAN, İkinci bölümde HAYAT’TAN, Üçüncü bölümde ÖLÜM’DEN bahsetmiştik. Bu bölümde de Ahiret’in zaruri olacağının delillerine devam edeceğiz.
ALLAH’IN ADALETİ MUTLAK, İNSANLARIN ADALETİ İZAFİDİR
*Mutlak adalet; Hak edene, hakkı çiğnenene, hakkının, hakkını çiğneyenden alınıp, tam olarak verilmesi ve haksız olana, hakları gasbedene de hakettiği gerekli cezanın verilmesini gerektirir. Eğer bu olmuyorsa, orada mutlak adaletin varlığından bahsedilemez.
*Dünya’da insanlar arasında görülen adalet mutlak değildir, izafidir, nisbidir. Çünkü ekser insanların adalet anlayışını güç, iktidar belirler. Kim güçlüyse, gücü (iktidar, mal-mülk, makam- mevki, aşiret-sülale, vs-vs,) kim /kimler elinde bulunduruyorsa, onun/ onların anlayışları, uygulamaları esas alınır ve adalet olarak kabul edilir/ettirilir.
*Bir devlette kanunların olması, o devletin adil olduğunu göstermez. Kanunlar hakka, adalete göre yapılmamışsa, o kanunlar şerre, kötülüğe gerekçe olur. Tiranların, diktatörlerin, despotların da kanunları vardır.
*Bir devlette ‘Adaletin gücü esas alınmalıdır. Haklı olan, zayıf, güçsüz de (geda da olsa) olsa, güçlü olarak muamele görmelidir.
*Bir devlette ‘gücün adaleti’ esas alınmamalıdır. ‘Gücün adaleti esas alınırsa, o zaman güçlü olan haklı kabul edilir. Zayıf, güçsüz olanlar da haksız muamelesi görür (Dünya’daki ekser uygulamalar böyledir). Eğer böyle olmasaydı, mağdurların olmaması, insanların hallerinden, gidişattan şikâyet etmeyip, mutlu-mesut........