3b-ÖLÜM
Bir önceki bölümde bahsettiğimiz ölüm mevzuuna devam edelim;
* Ölüm olmasaydı, insan, hayatın sadece bu dünya’dan ibaret olduğunu kabul edecekti. Bu kabul, zalimlerin zulmünün ve adaletsizliklerin devam etmesini, mazlumların da zillet içinde yaşamalarını zaruri kılacaktı. O zaman Dünya zalimler, güçlüler için, izzet içinde bir Cennet, mazlumlar, güçsüzler için de, zillet içinde bir Cehennem olacaktı. Bu durum ‘eşref-i mahluk’ olarak yaratılan insan fıtratına aykırı olacaktı.
*Halbuki ölüm, açıkça gerçeğin bu olmadığını, insanın fâni olduğunu, Dünya’da geçici olarak kalacağını ve yaratıcı tarafından bir maksat için gönderildiği gerçeğini haykırıyor. Yaratan Allah, insan için hayatı da, ölümü de bir imtihan için yarattığını söylüyor(1).
*İmtihan, neticesiz, gayesiz, sadece eğlence için, imtihan olsun için yapılmaz. Bu, abes bir iş olur. İmtihan, bir maksat için yapılır (bir vazifeye, makama, mevkiye, vs, seçim yapmak için). Allah, bir imtihan için, seçim için insanı yarattığını söylüyor. O zaman bu imtihan ne içindir?
İnsan Dünya’da devamlı kalamadığına göre, imtihan bu fâni Dünya hayatı için olamaz. Çünkü imtihanın neticeleri bu geçici hayatta tam manasıyla gözükmüyor. Madem burada gözükmüyor, o halde, başka bir âlemde gerçekleşmesi icap eder. Aksi halde imtihan etmek abes bir şey olurdu. Bu bakımdan imtihanın Ahiret hayatı için olduğu bedihidir.
*Dünya hayatı bir imtihan sürecidir. Bu süreç, ölüm zili ile paydos denerek biter. Madem dünya hayatı denen imtihan süreci ölümle bitiyor. O zaman imtihan neticeleri ne zaman ve nerede açıklanacaktır?
*Dünya hayatının neticeleri; Kıyamet, tekrar dirilme ve Mahkeme-i Kübra’da (büyük mahkemede) Allah’ın huzurunda insanlar tek, tek hesabını verdikten sonra açıklanacaktır (2, 3, 4).
*Ba’sü ba’de’l-mevt (öldükten sonra ölmemek üzere tekrar dirilmek), buna neş’e-i uhra (ikinci yaratılış) da denir(5). Alem-i Berzah’da bulunan........