Adl-i İlâhî sadece Ömer’den mi hesap sorar?
Adl-i İlâhî sadece Ömer’den mi hesap sorar?
NUSRET REŞBER
Çok tekrarlanan o sözle girizgâh yapalım. Hz. Ömer’e nisbet edilen meşhur sözle. O, sorumluluğunun bilinciyle hassas davrandıkça yanındakiler; “çok ağır yüklerin altına giriyorsun, senden sonraki idarecilere de ağır yük bırakıyorsun…” diyorlar. Ömer (r.a.): “Fırat’ın kenarında bir kuzu zâyî olsa, bu sebeple Allâh’ın beni hesaba çekmesinden korkarım.” buyurur.
Merhum M. Âkif de şöyle süsler:
“Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i ilâhî sorar Ömer’den onu!”
Evet, insan dert edinmeli, sorumluluk almalı.
Sorumsuz insan varlığını tanımıyordur. Dertsiz, tasasız bir hayat özlemi duyan varlığından habersizdir.
Zira insanın varlığı, mesuliyet almaktır.
Hâşâ, “Ama belki ben sorumlu olarak hayata gelmek istemiyordum, Allah bana mı sordu beni yaratırken?” gibi bir cehalete düşebiliyorsan (ki sıkça bu inkârcı tavırla karşılaşıyoruz), “Sen Yaratan mısın, yaratılan mı?” diye sorarız!
“Ben hiçbir şey değilken, var oldum” diyorsan (demek zorundasın), o zaman da varlığının hakkını vereceksin.
Hadi çocukluk dönemini geçtik, ama ergenlik itibarıyla yaptıklarından hem dünyada hem öldükten sonra ahirette (ister kabul et ister kendini kandırarak yalanla) hesap vereceksin!
İster tek başına kimsesiz ol, ister kalabalık bir ailenin herhangi bir ferdi. İster anne-baba ol ister evlad. İster hizmetinde nice insanların istihdam edildiği yönetici ol ister bir çalışan. Ya da devletin en tepesinde veya çok yakınında bulun; bir sorumluluğunun olduğunu bilmelisin!
Herkes kendince, kolu uzadığınca, aklı yettiğince sorumluluk sahibidir; sorumluluğunu yerine getirmelidir.
İnsan kendini unutuverse de Allah insana kadr-u kıymet vermiş; mahlûkâtın en şerefilisi........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin