Dün sabah bir X paylaşımında Dr. Sam Youssef, Arapça bir gazete haberine dayanarak şu haberi veriyordu:
“İsrail, Hz. Peygamber (s.a.v) dönemindeki Yahudilerin mülkleri için Suudi Arabistan›dan 100 milyar dolar tazminat istemeye hazırlanıyor.”
İsrail, Suudi Arabistan üzerinde baskı kurmaya başlamıştı ama bu aslında İslam dünyası üzerinde baskı kurmaktır. İsrail, 1400 yıl önceki Medineli Yahudiler adına tazminat istemiş.
Büyük İsrail’i kurmak istiyorlar derken inanmıyorlardı ama bu akla ziyan talep, İsrail’in ne kadar küstahlaştığının bir nevi işaret fişeğiydi.
Eğer öyle bir talepte bulunulabiliyorsa Amerikalı Kızılderililer de Avrupalılar ve Yahudilerden katrilyonlarca alacaklı demektir.
Lakin İsrail’i ciddiye almak için yeterince sebep var elimizde. Kennedy suikastından tutun da dünyadaki nükleer enerji alanında ‘tehlikeli’ çalışmalar yapanların sessiz sedasız öldürülmesine kadar eli kanlı bir örgüt var karşınızda.
1976 yılında Mossad tarafından Uganda’ya düzenlenen Entebbe baskınını hatırlayın. İlginçtir, bu operasyonda ölen tek İsrail askeri, operasyonu yöneten komutan, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ağabeyi Yonatan Netanyahu’ydu.
Türkiye 1949 Martında “derhal” kelimesinin vurgulandığı bir Bakanlar Kurulu kararnamesiyle tanıdı İsrail devletini. Çünkü birkaç gün önce Haliç’teki Nuri Killigil’in sahibi olduğu silah fabrikası havaya uçurulmuştu. Nuri Paşa gizlice ve elbette devlet desteğiyle İsrail’le savaşan Arap devletlerine ve Filistin’e silah satıyordu. Mossad, bunu bildiğini fabrikayı havaya uçurarak haber veriyordu. Türkiye resti görmüştü. Yeni operasyonlar gelmesin diye İsrail’i tanıdı.
Yine de Türkiye direnmeye devam etti.
Menderes ve İsrail
İsrail’in kurulmasından iki, tanımamızdan bir yıl sonra Türkiye’de iktidar değişti ve Demokrat Parti devri başladı.
Tabii ki DP devrinde İsrail ile bazı anlaşmalar yapıldı ama........