Açıkça ifade etmek gerekirse biz cumhuriyet dönemi Müslümanları olarak İslam’ı anlatmada yöntemsiz kaldık. Kur’an yöntemini kullanma sıkıntısı yaşadık.
Takriben elli beş sene önce idi. Artvin’den İstanbul’a dönüşümde bütün Karadeniz şehirlerinde her tarafta aynı sinema filminin reklamını gördüm. İstanbul’a vardığımda arkadaşlarımla bu film hakkında konuştuk. Arkadaşlarım bana “hâlâ gidip filmi seyretmedin mi” diye sordular. Bir gün sinemaya gitmeye karar verdim.
Şehzadebaşı’nda sinemaya gittim. Filimde HOCA FETTAH kalleşçe rolünü sürdürüyor. Nerede Aliye öğretmeni görse “Vurun Kahpeye” diyerek çığlık atıyor. Halkı kışkırtıyor. Başka değil, İslam dinini ve âlimlerini aşağılıyordu. Sırtlanlar gibi saldırıyordu. Bu şarlatan, cahil, küstah ve saldırgan fetbaz Fettah Vurun Kahpeye filmi ile aslında Aliye Öğretmeni değil, İslam’ı linç etmenin savaşını veriyordu.
O gün ben hayatımın en kasvetli günümü yaşadığımı unutamadım. Filmi seyrederken öldüm öldüm dirildim. Devletime kızdım kırıldım. Ağlamaktan bitkin halde yoruldum. Şehzadebaşı’ndan Çarşamba İsmailağa Medresesine kadar hıçkırıkla ağladım. O kadar etkilenmiştim ki, hiç kimse beni ilgilendirmiyor, ben........