Bireycilik, Allah ile rekabet mücadelesidir. Bireyleri Allah ile rekabete kalkışan topumun ahlâkî ve inanç değerleri otomatik çöker. Hiçbir alanda istikrar kalmaz.
Günümüzde bunu her alanda yaşamaktayız. Fakat işin garibi bu çöküntüyü görüp yaşayan sorumlular, çare arama yerine çöküntüyü körüklemeden kendilerini alamıyorlar. Hani, Allah’ı ciddiye almayan laik zihniyetin tavırlarını ve tepkilerini anlamakta zorlanmıyoruz. Fakat müslüman sorumlularını ciddiyetle ve samimiyetle değerlendirmeye aldığımız zaman göreceğimiz manzara, laik zihniyetin tavırlarından farklı olmadığıdır. Özellikle son zamanlarda “din, iman” hakkında mücadele vermeye yeltenen insanlarımızın tamamına yakınının “din, iman” mücadelesi gariptir.
Allah’ı ciddiye almadıklarını görmemek mümkün değildir. Buna çok açık bir örnek istenirse bir ayeti kerimenin mealini okumak yeterli olacaktır; İçinizden, insanları hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden lider kadro olsun. İşte onlar, iki cihan saadet ve selametine erenlerdir. (Ali İmran:3/104) Buna göre bütün İslam âleminin mutlak manada sorumluluğunu kabul etmeleri gerekiyor. Bu mukaddes görevi yapmadıkları müddetçe sorumluluğun bedelini ödeyeceklerdir:........