Muhterem: Prof. Dr. Safi ALPAGUŞ |
Muhterem: Prof. Dr. Safi ALPAGUŞ
ALİ SANDIKÇIOĞLU
Muhterem: Prof. Dr. Safi ALPAGUŞ
Diyanet İşleri Başkanı/ANKARA
Muhterem Başkanım:
Öncelikle yeni vazifeniz hayırlı ve uğurlu olsun.
İnşallah o makamda iken dini celili İslam’a güzel hizmetler yapmaya muvaffak olursunuz. (Rabbim muvaffak eylesin inşallah.)
Zatı alinizden önce de o makamda oturan değerli sayın başkanlarımıza açık mektup ve özel mektuplar yazmıştım.
Ancak bir netice alamadığımız görülüyor.
Bu mektubum kesinlikle tenkid babında değil, bir temenni mahiyetindedir.
O yüzden bir de zatı alinize bu açık mektubumla müracaat etmeyi uygun buldum.
Umarım beni anlayışla karşılar ve gereğini yayınlayacağınız bir tamimle Türkiye genelinde yaparsınız.
Kısa bir süre önce olan okulların ara tatilinde orta okul ikinci sınıfta okuyan kız torunumun isteği üzerine İstanbul’a çok yakın bir ilimizin ilçesinde bulunan küçük oğlumun köy evine ailece gittik.
O hafta Cuma namazını o köyün camisinde kılmak nasip oldu.
(Büyük bir köy eskiden belediye idi. Çok da güzel, bakımlı bir camileri var.)
Camiye girdim. Bir vaaz sesi geliyor. Kürsüde ve mihrapta vaaz eden yoktu.
Sonra baktım ki, bir küçük hoparlörden merkezde yapılan vaaz naklen veriliyordu.
O an için camide üç dört saf kadar cemaat vardı. Ancak vaazı dinleyen hemen hemen yok gibi idi.
Herkes iki üç kişi kümeler oluşturmuş, cami içinde sohbet ediyorlardı.
İhlas yok. Samimiyet yok. Cami adabına yakışan bir durum da yok.
Zaman zaman naklen yayınlara çeşitli müzik........