Okullar Mayın Tarlası

Dün bütün ülkede öğretmenler iş bıraktılar. Çünkü bir müdür okulda, makamında, işinin başındayken öldürüldü.

Şimdi her yerde bu şiddet olayı konuşuluyor!

Acaba, “Türkiye bu işin üstesinden gelebilir” mi?

Bana kalırsa, hayır!

Korkarım bir süre sonra öğretmenlere yakın dövüş sporları eğitimi verilmesi gerekebilir. Ya da polisler gibi öğretmenleri de silahlandırmak icap edebilir!

Çok mu fantastik geliyor kulağa…

Bence bugün yaşananları bize 80’li yıllarda söyleselerdi, bunun çok fantastik olduğunu söyler ve ciddiye almazlardı.

***

Her şeyden önce şunu belirtmek lazım: Şiddet kendi içinde kategorilere ayırmamız halinde bu meseleyi analiz etmemiz bile zor.

Şunu kastediyorum. Bu konuyu “eğitimde şiddet” alt başlığı altına alarak anlamaya ve çözmeye kalkarsanız, eksik iş yapmış olursunuz. Hatta… Eksik ya da yanlış teşhis koyan kişi hastanın ölmesine, değilse, sakat kalmasına veya hastalığın artmasına bile neden olabilir.

Kadına şiddet, hayvana şiddet, öğretmene şiddet diye bir meselemiz yok!

“Şiddet” meselemiz var.

Neşteri tam buraya vurmak gerekiyor.

Başka yere değil!
***

Meselemiz şiddet.

Bu toplumun hemen her kesimi çeşitli düzeylerde şiddete maruz kalıyor. Bunda öfkeli bir toplum oluşumuzun payı büyük. Öfkeliyiz. Bunun neden var olduğunu bir argümanla izah etmek zor. Fakat, Alman düşünür Erich Fromm, yaptığı çalışmalar sonucunda, şiddet ve yıkıcılığın yaşanmamış hayatın sonucu olduğunu söylemişti.

‘Sevginin ve Şiddetin Kaynağı’ adlı eserinde, “Öç alma dürtüsü bir topluluğun ya da bireyin güçlülüğü ve yaratıcılığıyla ters orantılıdır.” demişti.

***

“Hayatın yaşanamaması” genelde ekonomik parametrelerle ilgili bir durum. Zaten şiddet de, genel itibariyle yoksulluğun, yani bireysel........

© Yeni Akit