Karanlığın Tsunamisi ve Takside Cinayet

İçinde yaşadığımız dünyanın kuytularında, alınıp satılanların çocuklar olduğu çok kirli bir “pazar” işliyor. Epstein vakasıyla bu pazara dair gerçekler ortalığa saçıldı kısa bir süre önce. Fakat tam olarak bu konuyu işleyen bir film var ki, söylenenlere bakılırsa beş yıl kasıtlı bir biçimde gösterimi engellenmiş filmin…

Filmin adı, Sound Of Freedom. Özgürlüğün Sesi… Çocuk fotomodel olacağı beklentisi verilerek babasının kucağından alınan Honduras’lı 11 yaşında küçük bir kız ve erkek kardeşinin karanlık yolculuğunu anlatıyor film. Eğlence sektörünün pembe ışıklarının ötesinde nasıl canavarca işler döndüğüne odaklanıyor...

Bu yolculukta iki kardeş yalnız değiller tabii. Benzer şekillerde ailelerinden koparılmış yahut kaçırılmış küçük çocuklardan oluşan ve konteynerlerle okyanus aşırı ülkelere yollanan, ucu bucağı olmayan bir çocuk kafilesi söz konusu.

Eski bir hükümet ajanı olan Tim Ballard, iki kardeşin izini sürüyor. İzler, gözlerden uzakta kurulmuş o büyük ve “kirli pazara” götürüyor onu. Kahramanımızın o andan sonra en büyük amacı iki kardeşi babalarına götürmek oluyor. Bunun için yasal sınırları aşıyor, küçük bir örgüt kuruyor ve çocuk tacirlerine tuzaklar hazırlayarak hayatını tehlikeye atıyor.

Çocukların filmdeki yolculuğunu tüyleriniz ürpererek hatta inanmak istemeyerek izliyorsunuz. Dünyanın nasıl bu kadar kötü bir yere dönüştüğü düşüncesi göğsünüzü daraltıyor. Çünkü o kafiledeki çocukların kimileri pornografik içerikler için ayrılıyor, kimileri yetişkin erkeklere seks kölesi olarak satılıyor, kimileri genelevlerde büyümeye zorlanıyor.

Tim, çocuk pazarını şöyle anlatıyor bir arkadaşına : “Dünyada şimdiye kadar görülen, en hızlı gelişen uluslar arası suç örgütü, bu. Yasa dışı silah ticaretini çoktan geçti. Yakında uyuşturucu ticaretini de geçecek. Neden biliyor musun? Çünkü bir poşet kokaini bir kez satabilirsin. Ama beş yaşında bir çocuğu günde........

© Yeni Akit