Delik demir ve parlak ekranlar

Köroğlu, “Delik demir îcât oldu mertlik bozuldu” diye teknolojiden şikâyet etmiş. Delik demir dediği tüfek. Delik demir bulunmadan önce savaş bilek ve yürek gücüyle yapılıyordu. Bileğine güvenen mangal yürekli yiğitler meydanda “döne döne dövüşürdü”. Ama delik demir bu düzene çomak soktu. Bir tetiği çekebilecek kadar gücü olan bir korkak, dağ gibi bir yiğidi devirebilirdi. İşte bu mertliğin bozulmasını getirdi.

Koca Köroğlu, teknolojinin bozuculuğunu görmede oldukça ileri görüşlüymüş. Teknoloji neyimizi bozmadı ki… Teknoloji, hayâtımıza getirdiği kolaylıklar ve imkânlar sebebiyle kendini sevdire sevdire geldi, alttan alta da bizi değerlerimizden soğuttu, uzaklaştırdı.

Bir taraftan teknolojiyi ekmek-su gibi vazgeçilmez gördük, öbür taraftan da hayâtımızdan eksilttiklerini fark ederek şikâyet ettik. Vazgeçilmez gördük, çünkü teknolojiye sâhip güçlerin karşısında sürekli yeniliyorduk. Şu hâlde teknoloji olmadan ayakta duramayacaktık. Şikâyet ettik, çünkü teknoloji ilerledikçe dînî inançlar, gelenek-göreneğe bağlılık, millî-mânevî değerler, millî-dînî-vatanî âidiyet duygusu, ahlâk, âile, büyüğe saygı, küçüğe sevgi, yardımseverlik, diğergâmlık, komşuluk münâsebetleri, dostluk… vb. zayıflıyordu. Doymaz bir zevkçilik, hız ve haz tutkusu, bencillik, âileye karşı lâkaytlık, millî-dînî-vatanî âidiyet hislerinin kaybı, en yakın dostlarını en küçük menfaatlere satabilecek bir düşüklük hâli, cinsî sapıklıklar, satanizm, LGBT gibi sapık inanç ve yönelişler ve bunlardan doğan cinâyetler, ahlâksız davranışlar cemiyetimizi boğma seviyesine geldi. Bu nokta felâketin en büyüğüdür. Ahmet Hamdi Tanpınar’a âit gösterilen bir söz gördüm: “Câhilsin, okur öğrenirsin. Gerisin, ilerlersin. Adam yok, yetiştirirsin. Paran yok,........

© Yeni Akit