Futbolun/sporun içindeki ‘bahis’ ve ‘uyuşturucu’ ve ‘teşhircilik’ tuzağı!..
Futbolun/sporun içindeki ‘bahis’ ve ‘uyuşturucu’ ve ‘teşhircilik’ tuzağı!..
AHMET GÜLÜMSEYEN
Dün Regaib kandili, Pazar günü de Ramazan-ı Şerif’in müjdeleyicisi üç ayların başlangıcıydı, bugün ise günlerden Cuma. Spor vasıtasıyla toplumun dini ve milli değerlerini yok edilmeye çalışılan bir gençliği/nesli görünce, ‘çarpıklıkları’ yazmadan edemiyor insan. İslam’la şereflenen Müslümanlara karşı yapılan her türlü saldırı/iftiraların yanı sıra, spor aracılığıyla ülke/şehir/mahallemize kadar giren çocuk ve gençlerimizin açılıp saçılma, dövme, yarışmacı kimliğine bürünüp kazanma yolunda her yolun mubah görüldüğü bir süreçte nasıl sevinebilir ki insan! Cami sayımızı artırdığımız gibi, stadyumları da çoğalttık, eyvallah. Belki iyi niyetliydik ama aynı hassasiyeti ‘sahada/uygulamada’ görmek mümkün olmadı. İbadet ile eğlencenin sınırlarını, yolun sonunu iyi hesaplayamadığımızdan kaynaklı olsa gerek, camilerimiz cemaatsiz kalsa da stadyumlar seyircisiz kalmamıştı.
Spor gazeteciliği uğraşında 30 yılını çoktan geride bırakan bir kardeşiniz olarak soruyoruz; “Bugün futbolun/sporun içinde söz sahibi olanların isimleri ‘bahis/kumar’ ve ‘uyuşturucu’ ya karışıyorsa, spordaki ‘barış, dostluk ve kardeşlik’ sloganının arkasına mı sığınılacak?” İyi niyet tek taraflı yeterli olmuyor, kötülere karşı........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein