menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hayâyı kuşanma vakti

44 1
27.08.2024

Hayâsız bir çağda yaşıyoruz; ar, nâmûs, iffet, edep, hayâ, takvâ gibi kavramların umursanmadığı -tabir yerindeyse- ‘para etmediği’ (!) zelîl bir çağda... Buna karşılık hayâsızlığın, iffetsizliğin, fahşâ ve münkerin, günah ve haramın, kısaca tüm kötülüklerin kol gezdiği, terviç edildiği bir zaman dilimindeyiz.

İnsanoğlunun yeryüzü macerası başlayalı beri şeytanın görevi; insanlara “fahşâyı emretmek” (Bakara 2/169, 268), “günahları süslemek” (Hicr 15/39), “vesvese vermek” (Nâs 114/4) sûretiyle onları doğru yoldan “saptırmak” (Nisâ 4/60) ve “alıkoymak”tır (Neml 27/24). Şimdiyse, şeytanın her zamankinden daha donanımlı, daha etkili olduğu Âhir Zaman’dayız. El-ân, şeytanın tüm medya imkanlarını, iletişim araçlarını, eğlence ve reklam sektörünü, psikolojik harp tekniklerini kullanarak insanları “sağlarından, sollarından, önlerinden, arkalarından” (A‘râf 7/17) çepeçevre kuşatıp “atlıları ve yayaları” ile saldırıya geçtiği, nihayet çoğu insanlara “mallarında ve evlatlarında ortak olduğu” (İsrâ 17/64) bir topyekûn savaşa tanık oluyoruz (Geniş bilgi için bak: Abdullah Yıldız, Yol Haritamız Kur’ân, “Şeytanı Tanımada Yol Haritamız”). Medya illüzyonlarını ustaca kullanan ins ve cin şeytanlarının insanlara kötülükleri emrettiklerini, büyüye kapılanların ise bu emirleri/yönlendirmeleri harfiyyen uyguladıklarını görüyoruz:

Nisa 4/118-120. âyetler bu şeytanî plânları deşifre eder: “Allah, ona (şeytana) lânet etti. O da, ‘Yemin olsun ki senin kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka........

© Yeni Akit


Get it on Google Play