Sarayla mücadele değil, müzakere edilir

Türkiye’nin normalleşmesinden yana olanlar, CHP’nin merkez siyasete oynamasını ve iktidarla diyalog içerisinde olması gerektiğini savunuyorlar.

Ben de şahsen, nefret dilinden uzak durulması taraftarıyım. Bu anlamda CHP lideri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanından görüşmek için randevu talep etmesini ve uzlaşmacı siyaset izlemesini onaylıyorum.

Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sarayla müzakere değil, mücadele edilir” sözünü de kesinlikle reddediyorum. 70 yıldır bu tarz siyaset CHP’ye bir şey kazandırmadı, bundan sonra da kazandırmaz.

Siyasal gücünü kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı argümana dayandıran hiçbiri siyasi hareket, uzun soluklu olamaz. CHP de bunu gördüğü için artık aklı selim siyaset tarzını benimsiyor. Şu anda Türkiye’de iki ana akım siyasi güç var. Birisi Ak Parti, diğeri de CHP.

22 yıldır iktidar olan ve hiç kaybetmeyen AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan gerçeğini görmezden gelemeyiz. CHP de bu gerçeği görmezden gelme şansına sahip değil. Türkiye son 20 yılda çok değişim ve dönüşüm yaşadı. Tüm partilerin sosyolojik tabanında da değişimler oldu. Dünyadaki değişim ve gelişmeler de buna paralellik arz ediyor. CHP, şu gerçeği çok iyi gördü: Azgın, sert laikçi söylemlerle hiçbir yere varılmaz. Bu ülkenin kahir ekseriyeti Müslüman ve hakim kültür de İslam›dır. İslam’ı ve dindarları dışlayarak bu ülkede iktidar olunamayacağını anlayan CHP, son yıllarda, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu ile yeni bir siyaset tarzı geliştirdi. İnançlara saygı, helalleşme gibi kavramlarla hayli mesafe kat eden CHP, bunun karşılığını son yerel seçimlerde aldı. Kemalist modernleşmeci ideolojik siyaset tarzı çöktü. “Sarayla mücadele edilir” söylemi, Türkiye gerçekliğiyle asla örtüşmüyor. Karşınızda, demokratik reformculuk, Batı’ya........

© Yeni Akit