menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kiraz ağaçlarının altında verilen nasihat

15 13
22.12.2025

Kiraz ağaçlarının altında verilen nasihat

ABDULLAH ŞANLIDAĞ

1980’li yıllarda, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde, yukarı Pazarcık Mahallesi’nde geçen çocukluğum; bir toprak evin, on dekarlık bir bahçenin ve o bahçeye sinmiş bir hayat ahlakının içinde şekillendi. Dedem, namazında niyazında, hayatını ibadetle emek arasında dengeli bir çizgide sürdüren bir insandı. TCDD’den emekli dedemin ayağı sakat olduğu için bastonla gezerdi. Sabah namazını cemaatle eda eder, ardından dünyaya dalmadan önce kuşluk namazıyla Rabbine yönelirdi. Bu tavır, İslam’ın sadece camide değil, hayatın tamamında yaşanması gerektiğinin sessiz bir tefsiriydi. Ama o yıllarda ben o tefsiri idrak edebilecek yaşta değildim.

Henüz on iki yaşındaydım. Kiraz ağaçlarının gölgesinde bana Kur’an’dan bir ayeti hatırlattı:

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hûd, 112)

Ardından şu nasihati ekledi:

“Kimseye zulmetme ama sana zulmedilmesine de razı olma. Alın terinin dışındaki kazanca heves etme. İçki, kumar, fuhuş ve uyuşturucu insanı ve toplumu felakete sürükler.”

Bu nasihat, İslam’ın toplumu ayakta tutan temel ilkelerinin özlü bir ifadesiydi. Zira Kur’an’da doğruluk (istikamet), adalet ve emek; bireysel erdemler olmanın ötesinde toplumsal düzenin temelleri olarak sunulur. Tabi bunu yıllar sonra anladım.

İstikametin Kaybı ve Modern........

© Yeni Akit