Türkiye 2002’den sonra Ak Parti’nin tek başına iktidarı ile yeni bir döneme girdi. Laik-seküler partilerin koalisyon dönemi sona erdi. 22 yıldır AK Parti tüm seçimleri açık ara kazanmaktadır.
Ancak son yapılan yerel seçimlerde Ak Parti, CHP’nin gerisinde kalarak ikinci parti olmuştur. Önümüzdeki genel seçimlerde bu durum değişir mi bilemeyiz ama seçimler gününde yapıldığı takdirde AK Parti Türkiye’yi tam 26 yıl yönetmiş olacak.
Kendisini muhafazakâr demokrat olarak tanımlayan AK Parti, hiçbir zaman topluma muhafazakâr yaşam tarzını ve ahlak anlayışını dayatmadı. Ancak başlangıçta içe kapalı bir cemaat kültürü ile çoğu dindarın belki de kabullenemeyeceği, öteki diye tarif edilen kesimi dışlamayan bir birliktelik sergilendi.
Dindar-muhafazakâr kesimle laik-seküler sınıf, aynı havayı soludu. Fakat geldiğimiz noktada gördük ki Türkiye bugün, ne muhafazakâr demokratların ve ne de laiklerin istediği Türkiye’ye dönüşmedi. Çünkü Ak Parti, iktidarının ilk 15 yılında “öteki” diye isimlendirilebilecek bir sınıf oluşturmadı. Herkesi kucakladı ve Türkiye’nin merkez partisi oldu.
AK Parti’nin kendisini tanımladığı gibi, “AK Parti kendi medeniyet değerlerini esas alarak demokratik bir siyaset tarzını hayata geçirmiş, Türk siyasetine farklı bir siyasi çizgi kazandırmıştır. İktidarının ilk 10 yılında Batı dünyasına, insan hak ve özgürlüklerine çok önem veren AK Parti, şu anda bu çerçeveden........