Vatan savunması ve sınıf mücadelesinin bütünlüğü

Yıldırım Koç yazdı…

www.yildirimkoc.com.tr

Türkiye, tarihimizin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Bunlar daha iyi günlerimiz. Önümüzdeki aylarda insanların gerçek gelirlerindeki düşme devam edeceğe benziyor. Türkiye’de hakim sınıflar ve siyasi iktidar, işçilik maliyetlerini düşürerek ekonomik sorunları aşmaya çalışıyor. Devlet bütçesinde artan faiz giderlerini karşılayabilmek için de memurların ve sözleşmeli personelin gerçek gelirleri azaltılıyor. 10-15 yıl önce karı-koca çalışanlar ev veya araba almayı düşünebilirken, günümüzde ancak yaşayabilmeye çalışıyor. Türkiye’nin dörtte üçünden fazlasını oluşturan işçiler, memurlar, sözleşmeli personel, işsizler ve emeklilerin ekmekleri ve hakları saldırı altında.

Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik çok ciddi tehditler adım adım gündeme geliyor. Emperyalistlerin taşeronu bölücü terör örgütü ve emperyalistlerin işbirlikçisi gerici örgütlenmeler, üniter devlet yapısına ve milli birliğe saldırıyor. Vatanımız tehdit ve saldırı altında.

Türkiye tarihinde ilk kez, halkın ekmeğine saldıranlar ve vatana saldıranlar aynı güçler; saldırılar da eşzamanlı. Bu durum, ortaya önemli görevler çıkarıyor.

Kurtuluş Savaşı yıllarında vatanımız saldırı altındaydı. Ancak İstanbul ve Ege Bölgesi’ndeki işçilerin çok büyük bölümü bu saldırıya karşı duyarsız kaldı. Anadolu’ya geçip milli mücadeleye katılan işçi sayısı çok azdır. Müslüman işçiler azınlıktaydı; ancak onlar da Anadolu’ya geçmedi. Bunun nedeni şöyle açıklanabilir:

Birinci Dünya Savaşı, tahmin edilen ve beklenenden çok daha uzun ve yıpratıcı oldu. İşçilerin gerçek gelirleri çok düştü. Birçok mal bulunamadı. Karaborsa fiyatları daha da arttı. Ancak 1918 yılında işgalle birlikte gerçek ücretler yükseldi. Piyasadaki mallar bollaştı. Sendikal örgütlenmeye de izin verildi.

Bu dönemde Türkiye’de imalat sanayiinde ücretlerin gelişimine ilişkin en güvenilir kaynak, Şevket Pamuk’un 2000 yılında yayımlanan araştırmasıdır. Bu araştırmaya göre, imalat sanayiinde gerçek ücretler 1914 yılında 100 kabul edilirse, 1918 yılında 28’e kadar gerilemişti. 1918 yılındaki ücretler, işgal dönemi olan 1921’de 2,5 katına (71’e) çıktı. Bu düzey 1922 ve 1923 yıllarında da biraz arttı (75 ve 74). 1924 yılında ise yüzde 23’lük bir düşüş yaşandı. 1925 yılındaki artış ise sınırlı kaldı. (Pamuk, Şevket, İstanbul ve Diğer Kentlerde 500 Yıllık Fiyatlar ve Ücretler, 1469-1998, DİE Yay.No.2397, Ankara, 2000;84)

Sıradan işçinin gözünde, Osmanlı’yı Birinci Dünya Savaşı’na sokan, onbinlerce askerin ölümüne veya sakat kalmasına, cephe gerisinde büyük yoksulluk yaşanmasına sebep olanlar, İttihatçılardı. Başarı şansı gözükmeyen Kurtuluş Savaşı’nı başlatanların da İttihatçılar olduğu söyleniyordu. Yaşanan yoksullaşmanın sorumlusu İttihatçılardı. Halbuki işgal döneminde, bazı........

© Veryansın TV