Eski TKP’nin bazı üyelerinin Sovyetler Birliği istihbaratı ile ilişkileri

Yıldırım Koç yazdı…

Bir kişi veya parti için en büyük suçlama, başka bir ülkenin istihbarat örgütleri tarafından kullanılmasıdır, casusluktur, ajanlıktır. Geçmişte eski TKP’nin bazı üyelerine de bu tür suçlamalar getirilmişti. Ancak güvenilir kaynaklarda böyle bir iddia yer almıyordu. Son dönemde yayımlanan bazı güvenilir kaynaklar, geçmişte bu doğrultuda girişimler olduğunu göstermektedir.

Atatürk’ün eski TKP’ye ilişkin tavrının belirlenmesinde, Türk istihbaratının yakından izlediği bu ilişki de etkili oldu.

Eski TKP’nin önemli kadrolarından Bilal Şen’in 2019 yılında genişletilmiş ikinci baskısı yapılan ve güvenilir bir kaynak olan Bilal Şen, Anılar-Notlar kitabında bu anlama gelen iki bölüm vardır. Bilal Şen’in anlattığına göre, Sovyetler Birliği bazı bilgileri derlemede eski TKP’nin bazı üyelerini kullanmıştır.

Bilal Şen’in bu konudaki anlatımları aşağıda sunulmaktadır:

“Yıllar sonra Moskova’da bu olayı bana Boz Mehmet anlattı. Boz Mehmet, Sovyet Elçiliği’nden bir elemanın Ankara’dan İstanbul’a geldiğini, kendisini bulduğunu, Boz Mehmet’ten eleman istediğini, Boz Mehmet’in de Hasan Basri’yi görevlendirdiğini anlattı bana. Daha sonra Boz Mehmet Moskova’ya gittiğinde Mustafayef vasıtasıyla bu Sovyet Elçiliği’nde o yıllarda çalışmış ve bu işte görev almış insanları bulmak için yardım istemiş. Mustafayef de iki adamın adresini vermiş. Boz Mehmet onları bulmak için adreslerine gitmiş ama bu adamlar Boz Mehmet ile konuşmaya yanaşmamışlar.” (Erden Akbulut-Ersin Tosun, Bilal Şen, Anılar-Notlar, Genişletilmiş 2. Baskı, Sosyal Tarih Yay., İstanbul, 2019;48)

“Savaşın ilk başladığı yıllarda Sovyetler Birliği’nin bizim Partiden bu tür şeyler istemesi belki anlayışla karşılanabilirdi. Ama savaş galibiyetle sonuçlanırken Sovyetlerin böyle istekte bulunması, bunun yol ve yönteminin böyle olması gerçekten de anlaşılır gibi değil. Gerçi bütün yaşamım boyunca Parti ile istihbarat ilişkilerinin iç içe geçmesi beni hep rahatsız etmiştir. Böyle şeylerin Komünist Partisi çalışmalarıyla hiç ilişkisinin olmaması lazımdır.” (Akbulut-Tosun,2019;50)

Bu ifadeler, eski TKP’nin bazı üyeleri ile Sovyetler Birliği istihbarat örgütleri arasında bazı ilişkilerin olmuş olduğunu göstermektedir.

Bilal Şen anılarında şu bilgiyi de vermektedir: “Tevfik Dilmen, Hasan Kaşarcı, onun eşi Melahat, Selahattin Efe, Hasan Basri, Elektrikçi Muzaffer. İşte bunlara İkinci Dünya Savaşı günlerinde bir telsiz verici sağlanmış. Bunlar da bu vericiyle Komintern’e bilgi vereceklermiş.” (Akbulut-Tosun,2019;47)

Eski TKP’nin 1920 yılından itibaren önemli yöneticilerinden Süleyman Nuri’nin Sovyetler Birliği adına Türkiye’de casusluk yaptığına ilişkin bir bilgi de, Süleyman Nuri’nin anılarında yer almaktadır. Erden Akbulut’un anlattığına göre, eski TKP’nin önemli kadrolarından Bilal Şen, eski TKP’nin 1920’li yıllardaki yöneticilerinden Süleyman Nuri’nin damadıdır. Erden Akbulut, Süleyman Nuri’nin 10 Haziran 1963 tarihinde tamamlanmış olan anılarının asıllarını Bilal Şen’in Sofya’daki evinden alır ve yayıma hazırlar. Süleyman Nuri’nin kızı Svetlana Nuri-Şen, kitabın yayımlanmasından memnun olurken, damadı Bilal Şen, kitapta yer alan aşağıdaki alıntı nedeniyle rahatsız olur. Kitap şöyle bitmektedir:

“Yekûnu aşağı yukarı 22 sene sınır dışında kaldığım bu müddette bir buçuk senesi bana yükletilen vazifeyi başarmakla geçmiş ve başarılmış, 12 senesi cezaevlerinde, yedi senesi sürgünlerde ve bir senesi de Sovyetler Birliği’ne gelebilmek için uğraşmakla geçerek 8 Şubat 1958’de Sovyetler Birliği’ndeki eşim ve kızımdan ibaret olan aileme Moskova’da kavuştum.” (Süleyman Nuri, Çanakkale Siperlerinden TKP Yönetimine, Uyanan Esirler, Tüstav Yay., İstanbul, 2002;431)

Süleyman Nuri, 24 Nisan 1937 ile 23 Ekim 1938 tarihleri arasında Sovyet istihbaratının görevlisi olarak Türkiye’de 1,5 yıl faaliyet gösterdikten sonra yakalanmış ve 20 yıla yakın hapislik ve........

© Veryansın TV