Yıldırım Koç yazdı…
Mustafa Kemal Paşa’nın başarısında; büyük zekası, gerçekçiliği, zamanlama ve strateji alanlarındaki büyük ustalığının yanı sıra genellikle gözden kaçırılan bir özelliğinin daha rolü vardır. Mustafa Kemal Paşa, kendisine güvenen insanlardan çok etkili bir istihbarat ağı da kurmuştu. Bunun en başarılı olduğu alanlardan biri, Sovyet Rusya’ya ve ardından Sovyetler Birliği’ne maddi kaynak, ideoloji ve politika açısından bağlı ve bağımlı komünistlerin örgütlenme ve çalışmalarıydı. Mustafa Kemal Paşa, 1919-1920 yıllarından başlayarak, bu kesimi yakından kontrol ediyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın yeteneklerinin farkında bile olmayan bazı kesimler, attıkları her adımın Mustafa Kemal Paşa ve devlet tarafından yakından izlendiğini ancak yargılama safhasında (o da kısmen) öğrenebiliyorlardı. İsmet Paşa için “kafasında kırk tilki dolaşır; kırkının da kuyruğu birbirine değmez” denirdi. Mustafa Kemal Paşa için söylenecek sözde, tilkilerin sayısı herhalde seksendir. Mustafa Kemal Paşa ile baş etmeye kalkanların kafasında tilki olup olmadığı da tartışmalıdır.
Bu yazıda, Atatürk’ün döneminde eski TKP içinde faaliyet gösteren bazı devlet görevlilerinden örnekler verilecektir. Verilen örnekler, açığa çıkmış görevlilerdir. Bir de açığa çıkmamış, sonuna kadar gizlenmeyi başarmış devlet görevlilerinin olduğu muhakkaktır.
Bu görevlilerin bir bölümü başlangıçta İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, Enver, Talat ve Cemal Paşaların adamı bile olsalar, zaman içinde Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer aldılar, onun emir ve talimatlarına uygun hareket ettiler.
Dr.Fuat Sabit, Bakü’de İttihatçıların kurduğu komünist partisinin (“Türk Komünist Fırkası/Baku Gruppası”) kurucularından ve önder kadrolarındandı. 10 Eylül 1920 tarihinde TKP’nin kurucuları arasında yer alan Süleyman Nuri’nin yakın arkadaşıydı. Süleyman Nuri, Sovyetler Birliği adına casusluk yapmak için 24 Nisan 1937 tarihinde Türkiye’ye geldiğinde, Manisa’da 42. Alay başhekimliği yapmış ve 1926 yılında emekliye ayrılmış olan Dr.Fuat Sabit’i buldu ve ondan yardım istedi. Süleyman Nuri, yaklaşık 1,5 yıllık çalışmasında bir bilgi edinemedi ve 22 Ekim 1938 tarihinde yurt dışına çıkmaya çalışırken yakalandı ve 15 yıl hapse mahkum edildi. 29 Ocak 1958 tarihinde Sovyetler Birliği’ne gitti
Dr.Fuat Sabit 1887 yılında Erzincan Kemah’ta doğdu. 1910 yılında Askeri Tıbbiye’den mezun oldu. 1911 yılında Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer aldı. 1914 yılında Teşkilat-ı Mahsusa’ya katıldı. “Dr.Fuat Sabit, Erzurum Kongresi sonrasında Mustafa Kemal’in isteğiyle Bolşeviklerle ilişki kurmak için Sovyetler’e gönderilmiştir. (…) Dr.Fuat Sabit 1919 Eylül’ünde Moskova’ya gitmiş; Anadolu hareketinin Komintern’deki temsilcisi olmuştur.” (Akal,Emel, “Türkiye Komünist Partisi’nde Dr.Fuat Sabit Fraksiyonu ve Süleyman Nuri Faktörü,” 1920-21’ler Türkiyesi ve Mustafa Suphi’lerin Dönüşü, Sempozyum, İstanbul 18 Aralık 2004, TÜSTAV Yay., İstanbul, 2005;131-132)
“Bolşeviklerin nezdinde son derece güvenilir isimler olan Dr.Fuat Sabit ve RKP (B) üyesi Süleyman Nuri’nin, Mustafa Suphi ve TKP hakkındaki olumsuz yaklaşımları Şark Şurası’nın gözünde Suphilerin itibar kaybetmesine katkıda bulunmuş olsa gerek.” (Akal,2005;152)
Rasih Nuri İleri de Dr.Fuat Sabit’i şöyle tanıtmaktadır:
“Fuat Sabit gibi Mustafa Kemal Paşa’nın ilk temsilcisi ve istihbarat görevlisi…” (İleri, Rasih Nuri, Atatürk ve Komünizm, Sarmal Yayınevi, İstanbul, 1995;119)
“Fuat Sabit Beyle yaptığım bir konuşmada kendileri fazla bilgi vermekten kaçınmışlar ve fakat sadece bu faaliyetlerin görev icabı yapıldığını ve Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla hareket ettiklerini ve de Mustafa Suphi’ye karşı bulunduklarını söylemişlerdi.” (İleri,1995;123)
Mustafa Suphi’nin Bakü’deki faaliyeti sırasında en güvendiği kişi, Süleyman Sami idi. Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek için Anadolu’ya Süleyman Sami’yi gönderdi. Süleyman Sami, Mustafa Kemal Paşa ile görüşmenin yanı sıra, Ankara’daki gizli komünist örgütlenmesiyle de bağlantı kurdu ve onların durumu ve talepleri hakkında bilgi aldı. Bakü’ye döndükten sonra da Mustafa Suphi’ye ayrıntılı bilgi verdi. Ancak Süleyman Sami gerçekte Mustafa Kemal Paşa’nın adamıydı. (Süleyman Sami’nin Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesi için bkz. Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.9, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2002, s.272-273; TKP MK 1920-1921 Dönüş Belgeleri-1, çev. Yücel Demirel, TÜSTAV Yayınları, İstanbul, 2004, s.97-98 ve 112-113).
Yavuz Aslan, Süleyman Sami hakkında aşağıdaki bilgileri vermektedir:
“TKF tarafından Bakû’dan, Ankara’ya gönderilen Süleyman Sami, Ankara’ya geldiğinde yukarıda belirttiğimiz komünist gruplarla irtibat kurdu. Bunlar, Ankara ve Eskişehir’de yapılan görüşmelerde, Süleyman Sami’den para ve Komintern’e bağlanmak konularında yardım istediler. Süleyman Sami de onları kongreler için Bakû’ya davet etti.
“Ayrıca (…) Süleyman Sami, TKT’na (Türkiye Komünist Teşkilatı’na,YK) sızmış bir İttihatçı idi. Ankara ve Eskişehir’de Komünist gruplar ile yaptığı görüşmeler hakkında TBMM Hükümeti’ne bilgi vermesi ve onları ihbar etmiş olması çok büyük ihtimaldir. Çünkü Yeşil Ordu ve Hafi TKP’ne mensup olan birçok kişi 1921 yılında İsliklâl Mahkemesi’nde yargılanırken, onlara Türkiye dışındaki komünist örgütlerle ilişkileri sorulmuş, Süleyman Sami ile yaptıkları görüşmelerle ilgili olarak son derece ayrıntılı iddialar ortaya atılmış ve Mustafa Suphi örgütü ile ilişkileri olduğu öne sürülmüştür.
“Süleyman Sami, Bakû Kongresi öncesi Ankara’dan ayrılarak Bakû’ye gitmiştir. Ankara ve Eskişehir’deki komünist grupların yardım isteğini Mustafa Suphi’ye iletip iletmediğine dair bir bilgi yoktur. Fakat şurası kesindir ki, Mustafa Suphi tarafından Ankara’ya komünist teşkilat yapmak ve buradaki komünistlerle ilişkiye girmekle görevlendirilen Süleyman Sami, Türkiye’ye gelişinden itibaren TBMM Hükümeti’nin talimatları doğrultusunda hareket edecek ve bu durum 1921 Ocağında Mustafa Suphi ve arkadaşlarının Trabzon’dan sınır dışı edilmelerine kadar da devam edecektir.” (Aslan,Yavuz, Türkiye Komünist Fırkası’nın Kuruluşu ve Mustafa Suphi, Türkiye Komünistlerinin Rusya’da Teşkilâtlanması (1918-1921), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1997;101
Yavuz Aslan’ın Süleyman Sami ve aşağıda ele alınacak olan Mehmet Emin konusundaki değerlendirmesi aşağıda sunulmaktadır:
“Parti merkezi heyeti üyeliğine de seçilen Mehmet Emin ve yine Taşkent’te teşkilata katılan ve parti teftiş kurulu üyesi olan Süleyman Sami’nin de Mustafa Suphi teşkilatına sızmış İttihatçılar oldukları, ancak Anadolu’da yaşanan olumsuzluklardan sonra anlaşılacaktır. İşin ilginç tarafı bu iki kişi, parti teşkilatının Anadolu’ya nakledilmesi konusunda Mustafa Suphi’nin en güvendiği kişiler olmasıdır. Özellikle Süleyman Sami, Mustafa Suphi’nin Türkiye’ye dönüş çalışmalarında en fazla güvendiği ve sorumluluk verdiği kişidir.” (Aslan,Yavuz, “Yeni Belge ve Bilgiler Işığında “Mustafa Suphiler”in Türkiye’ye Dönüşü,” 1920-21’ler Türkiyesi ve Mustafa Suphi’lerin Dönüşü, Sempozyum, İstanbul 18 Aralık 2004, TÜSTAV Yay., İstanbul, 2005;125)
Anadolu’da Sovyet Rusya’yla bağlantılı gizli komünist örgütlenmenin önderlerinden Salih Hacıoğlu’nun Süleyman Sami’nin faaliyetine ilişkin raporunda bu ilişki şöyle anlatılmaktadır:
“Rusya’daki Türkiye Komünist Teşkilatı’nın (RTKT) Bakü’deki MK’si, Süleyman Sami yoldaşı Türkiye’ye gönderdi. Onun görevi teşkilat adına Mustafa Kemal Paşa ile temasa geçmek, Ankara’da teşkilat kurmak ve aynı zamanda Anadolu proleterlerini Doğu Halkları Bakü Kurultayı’na davet etmekti. Süleyman Sami yoldaş Ankara’ya Ağustos ayı sonunda geldi. O zaman bizim teşkilatımız RTKT’ye eğer III. Enternasyonal’e katılırsa onun emrine geçeceğimizi bildirdik ve para yardımı istedik. Biz Bakü Kurultayı’na delege göndermek için para bulamadık ve bu yüzden delege gönderemedik. Anadolu’da beş küçük teşkilat kuran Süleyman Sami yoldaş bu teşkilatları bizim MK’ye bağlayıp Rusya’ya geri döndü. Biz şu ana kadar Bakü teşkilatından ne bir talimat, ne bir haber, ne de bir para yardımı aldık. Biz o zaman Süleyman Sami yoldaşa partimizin durumu hakkında bir rapor vermiştik.” (Akbulut, Erden-Erol Ülker, Hafî TKP ve THİF Genel Sekreteri Salih Hacıoğlu, Belgelerle Yaşamöyküsü, Sosyal Tarih Yayınları, İstanbul, 2020;67)
Emel Akal, 2013 yılında yayımlanan kitabında, Süleyman Sami’nin faaliyetlerini şöyle anlatmaktadır:
“Süleyman Sami, Mustafa Kemal’in ajanı olarak Mustafa Suphi’nin yanında çalışmaya devam etmek üzere Bakü’ye dönerken, dönüş yolu üzerindeki pek çok yerde örgüt (!) kurmuştur. Süleyman Sami kurduğu bütün örgütlere devlet memurlarını almış bu sayede hükümetin komünist teşkilatlarını kolaylıkla denetlemesini sağlamıştır. Süleyman Sami’nin Trabzon, Giresun, Sivas, Kayseri, Niğde, Ulukışla, Konya, üzerinden Eskişehir’e uzanan yolculuğu ve kurduğu teşkilatlar hakkında Bakü’ye döndüğünde verdiği raporda şu bilgiler bulunmaktadır (DB-1,........