Türk-Altay kültüründe geyik-at-dağkeçisi üçlemesi

Prof. Dr. Semih Güneri yazdı…

“…Pazırık kurganlarındaki ata giydirilen boynuzlarıyla birlikte geyik maskı, Altay’ın en eski halklarının ulaşım hayvanının at değil geyik olduğunu anlamamızı gerektiriyordu. Ve bu uygulama aslında geyik yetiştiriciliğinin gelişimiyle ilgili hatıraların da kültte korunuş şeklinin ifadesinden başka bir şey değildi…”

Türk-Altay tasvir sanatında şu üç figür hem kaya resimleri alanında hem de sanatın ahşap işi, madencilik, taş işleme gibi kollarında en çok ve bol-bol işlenen konudur: Geyik-at-dağkeçisi. Altay dağları Ak Alaha-3, kurgan-1, gömme-2’de keşfedilen Altay prensesinin gövdesini süsleyen döğmelere modellik eden üç hayvanın adlarıdır bunlar. Rus meslektaşlarımız, erken dönem Avrasya petrogliflerindeki ‘boynuzlu at’ tipinin yaygınlığını, bu uygulamaların semantik yorumlarını, Pazırık kurganlarındaki atların neden dağkeçisi ya da geyik donuna sokulmak istendiğini, daha önce tartışmışlardı. Birer mask takılarak keçi ya da geyik donuna sokulan atın hikâyesi hakkında çeşitli araştırmacılar çok önce fikirler öne sürmüşlerdi. Bu uygulamanın doğrudan ölü gömme gelenekleriyle ilgisi vardı. Rus meslektaşlarımızın ifade ettiği gibi atı geyik ve dağkeçisi donuna sokma geleneğini “eski geyik yetiştiriciliği ile ilgili spiritüel kalıntılar içinde açıklanması gerektiği”ni vurgulamıştı. Araştırmacılar, MÖ 1. bin Türk-Altay tasvir sanatında hayvan türü olarak Kuzey geyiği (maral) tasvirlerine ağırlıklı olarak yer verildiği, bir taşıma aracı olarak ise geyiğin attan önce geldiği gibi konulara açıklık getirdiler. Örneğin 1. Pazırık kurganındaki ata giydirilen boynuzlarıyla birlikte geyik maskı, Altay’ın en eski halklarının ulaşım hayvanının at değil geyik olduğunu anlamamızı gerektiriyordu. Ve bu uygulama aslında geyik yetiştiriciliğinin gelişimiyle ilgili hatıraların da kültte korunuş şeklinin ifadesinden başka bir şey değildi. Bu son derece mantıklı ve içi dolu yorumdur.

Yabani ve evcil hayvan modellerinin bir figürde toplanması arzusunda, avcılıktan hayvan yetiştiriciliğine doğru evrilen ekonomik süreçler içindeki tasavvurların tutuculuğu sebep gösterilmektedir. Türk-Altay kültüründe Kuzey geyiği, yani maral, soylu geyiktir. Avrasya kaya resimleri sanatında geyik tipinin modellerinin seçilmesinde bir ayrım gözetilmemiştir. Etnografik kayıtlar burada evcil geyiğin kurban törenleriyle ilgili ilginç ve önemli şeyler söylemektedir. Örneğin Evenklerde Kam tarafından işaret edilen yerde avcılar tarafından vurulan yabani geyiğin kanıyla, evcil kurbanlık geyiğin vücuduna Kam’ın önerdiği işaretler çizilmektedir. Evcil ve yabani hayvanların bir tipte birleşmesiyle ilgili benzer bir dünya görüşünün geçmişte de söz konusu olduğunun en açık kanıtları Pazırık-1., Başadar-2., Tuekta-1. ve Berel-11. kurganından gelen atlara giydirilen boynuzlarıyla birlikte dağkeçisi maskları ve başlıklardır. Berel’de 13 adet attan dördünde doğal boyutlarda ahşaptan yapılmış dağkeçisi/maral boynuzlu deri masklar kaydedilmiştir. Türk-Altay kültüründe at ile geyik ve dağkeçisini birleştiren ‘buura’ teriminin doğduğu İskit/Tagar döneminde geyik, at ve dağkeçisinin çok katmanlı ve karşılıklı kesişen anlamları olduğu bildirilmiştir. Türk-Altay dilinde ‘buura’ deyimiyle Kam’lar göksel atı tanımlamıştır. Tuva Kam’larının binek hayvanı ve atı olarak boynuzlu yabani hayvan, maral veya dağkeçisi, at, ayrıca ‘dağkeçisi-at’ veya ‘at-maral’ olarak adlandırılmıştır. Gerçekte bu sözcük Türk-Altay kült pratiğinde kutsal hayvanları tanımlamak için kullanılmıştır.

Göçebe ekonomik modele daha yakın olan bir hayvan olarak at, ritüel alanda yabani ve daha kutsal değerde bir başka hayvanın çizgilerini almalıydı. Pazırık kültüründe bâzan at, yele ve kuyruğu gizlenmek suretiyle dağkeçisi veya geyik boynuzlu masklar takılarak boynuzlu vahşi........

© Veryansın TV