Marabalaşmak
Muharrem Karanfilci yazdı…
2026 yılı asgari ücret açıklandı. Yüzde yirmi yedi oranında zamlandığını bildirerek, sokağın sesinden uzak, ekonomik gerçeklikten bihaber, uzun uzun, anlata anlata, bir şey olacakmış gibi, kelimeler arasına saklanarak açıklandı. Rakamı söyleyip kaçacakmış gibi açıklandı. Yerin taa dibinden 28.075 TL olarak açıklandı. Çok verdik, bozdur bozdur harca diyerek açıklandı.
Bir ülkenin nabzı hastanelerde değil, mutfaklarda ölçülür. Tencerenin kapağı ne kadar gürültüyle kapanıyorsa, hayat o kadar sessizce çekiliyordur insandan… Bugün asgari ücret, yalnızca cüzdanları değil; hayalleri, umutları ve sabah uyanma gerekçelerini de eksiltmektedir.
Asgari denilen şey, artık yaşam değil; tahammül sınırıdır.
Bir ülkede asgari ücret, yalnızca bir rakam değildir. O rakam; iktidarın emeğe bakışını, insana verdiği değeri ve geleceğe dair niyetini ele verir. Bugün gelinen noktada “asgari ücret”, adının çağrıştırdığı gibi asgari bir yaşamı bile karşılamaktan uzaksa, artık mesele ekonomi değil, bir yönetim anlayışı meselesidir.
Çünkü yoksulluk tesadüf değildir. Yoksulluk, yanlışların birikimi değil; yanlışta ısrarın sonucudur.
Kötü ekonomik yönetim, bir fırtına gibi gelmedi bu ülkeye… Sessizce çöktü. Önce hesap kitap bozuldu, sonra kelimelerin anlamı. “Büyüme” dendi ama boyumuz kısaldı. “Refah” dendi ama sofralar daraldı. Rakamlar semirdi, insanlar zayıfladı. Çünkü bu masalda, kazanan hep grafikler oldu; kaybeden ise insan…
Asgari ücret, daha ayın ilk haftasında buharlaşıyorsa; kira, fatura ve gıda arasında sıkışan milyonlar “hangi ihtiyacından vazgeçeyim?” sorusunu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel