Denizler de köpürdü

İsmet Hergünşen yazdı…

Türk İstiklal Harbi, köklü bir ulusun emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmasının saygın ve onurlu mücadelesidir.

Bu uğraşta, Türk Denizcilerinin gayretleri de üzerinde durulması gereken bir husustur.

Mustafa Kemal’in Anafartalar Zaferi’nden sonra ifade ettiği şu cümleler, denizlerimizle ilgili gerçeği ortaya koyması açısından oldukça değerlidir.

Deniz Kuvvetleri’nden yoksun bir kara kuvveti olarak yarımadamızı, kara kuvvetlerini çekinmeden getirebilecek olan bir deniz kuvvetine karşı hiçbir zaman savunamayız.

İkinci Abdülhamit’in ben merkezli politikaları donanmayı hareketsiz bırakmakla kalmamış, Libya ve Balkanlarda topraklar kaybedilmiş, Ege Denizi’nde adalar ve Kıbrıs elden çıkmıştı.

Mondros Mütarekesi’nin 25 maddesinin 9’u denizcilik, onlarla ilgili hizmetler ve bahriyelilerin terhisi dahil deniz kuvvetlerinin tasfiyesiydi.

İtilaf Donanması mavi suların süslediği eşsiz güzellikteki coğrafyamızdan mukavemet görmeden geçmiş, İstanbul’a demirlemişti.

Karadeniz, Türk Boğazları, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’i kapsayan tüm sahiller ve limanlar artık işgal güçlerinin kontrolü altındaydı.

Donanma tarihinde ilk kez emperyalistlerin kontrolüne sokulmuş, Bahriye Nezareti yok gibiydi.

Sevr Antlaşması da Türk denizcilerinin ellerini kollarını tamamen bağlamış, muharip gemiler enterne edilmişti.

Çaresizlik pençesinde bir ulus, cepheden cepheye sürüklenmiş bir ordu, güçsüz, yetersiz ve denizcilik kültüründen yoksun donanma ve saltanatını koruma derdinde olan padişah vardı.

Ulus, Meclis ve ordusuna........

© Veryansın TV