18 Kasım Mavi’si

İsmet Hergünşen yazdı…

Deniz…

İnsanın ruhuna en çok benzeyen yer belki de.

Kimi zaman dinginliğiyle insanı içinde dinlendiren bir sırdaş, kimi zaman derinlikleriyle çağıran bambaşka bir alem…

Özgürlüğün rengi, yalnızlığın sesi, umudun en berrak aynasıdır o.

Deniz çoğu zaman bir şairin ilhamı, bir denizcinin kaderi, bir milletin ufka açılan penceresi olmuştur.

Nazım Hikmet “Oğlumun Denizci olmasını isterdim” dizelerinde gurur, cesaret ve ağır sorumluluk yüklemiştir.

“Bir kısrak başı gibi Akdeniz’e uzanan bu memleket bizim” dizesi ise yalnızca bir coğrafyayı değil, denizle yoğrulmuş bir ruh halini tarif eder.

Cemal Süreya’nın maviye yüklediği anlamda bundan farklı değildir.
“Mavi, bir renkten daha fazlası. Sonu olmayan gökyüzü, umut dolu bir deniz.”

Victor Hugo’nun o meşhur sözü ise denizcilerin dünyasını bir solukta özetler: “Dünyada üç tür insan vardır: Yaşayanlar, ölüler ve bir de denizciler.”

Ve Yahya Kemal…
“Hala dilimdedir tuzu denizlerin” diye başlayan o tatlı yanma hissi, bahriyelilerin gönlünden hiçbir zaman silinmez.

Bekir Coşkun’u unutmak ne mümkün.

Deniz bir filozofa benzer.

İlişkilerinde; rakamlar, formüller, kesin........

© Veryansın TV