Hüseyin Vodinalı yazdı…
Amerikan “iç demokrasi”sinin son kalan kırıntılarından biri de başkan adaylarının TV’de yüz yüze kozlarını paylaşmaları.
Amerikalıların “dış demokrasisi” denen şey ise emperyalizmin küçük ülkelere tecavüzünde kullandığı prezervatif markasıdır.
Konuyu dağıtmadan Biden-Trump karşılaşmasına gelelim.
Amiral Cem Gürdeniz uykusuz kalıp tartışmayı canlı izledi.
X hesabından yaptığı yorum çok çarpıcı idi:
“Biden-Trump münazarasının seviyesi ve kalitesi çok düşüktü. Özellikle Biden’ın performansı inanılmaz derecede zayıftı. Bu performans ile bir dört yılı nasıl çıkarabilir sorusu akla geliyor. Münazarada Sorulan sorulara cevap yerine karşılıklı suçlamalar ve kaba propaganda hüküm sürdü. Bir ara lise ergenleri veya kahvehane seviyesi tartışmalar oldu. Biden’ın konuşmaları karışık, hitabeti çok zayıftı. Trump’ın kürsü hakimiyeti ve demagoji ile seyirciyi etkileme taktikleri daha üstündü. Trump’ın fikirlerini kısa sürede anlatma hızı Biden’dan çok daha iyiydi. Her ikisinin de 3. Dünya Savaşından bahsetmesi ve Biden’ın papağan gibi NATO 5. Madde hatırlatması dikkat çekti. Özetle dünyanın kaderini etkileyecek bir seçim süresinde yarışan iki adayın durumu, gelecek için karanlık bir tablo sergiliyor. ABD’nin büyük çöküş içinde olduğunun bir göstergesi de sistemin çıkardığı iki adaydan ve bugün izlediğimiz münazaranın kalitesizliğinden anlaşılıyor.”
Gerçekten de ABD, Birinci Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı’ya takılan “Hasta Adam” lakabını kelimein tam anlamıyla hak ediyor.
Başkanı tam bir hasta ve yaşlı bir adam.
Yürüyemiyor, konuşamıyor, konuşabildiği zamanlarda mantıklı cümleler kuramıyor.
Hatta iddialara göre altını da tutamıyor, Normandiya çıkartması törenlerinde bunu hatırlatan bir görüntü hafızalarda.
ABD’yi........