Husilerin Amerikan deniz jeopolitiğine etkisi

Cem Gürdeniz yazdı…

1945 sonrası Amerikan jeopolitiğinin temeli deniz gücü ve dolar hakimiyetine dayanıyordu. Bu sayede 1989’da soğuk savaşı kazandılar ve tek kutuplu dünyayı ilan ettiler. Kenar kuşakta tahkimat yaparak ve dünya deniz ticaret rotalarını, düğüm noktalarını müttefikler, ikili anlaşmalar, üslenme ve donanma varlığı üzerinden kontrol ederek ticaret ve finans dünyasının hâkimi oldular. Gölge CIA düşünce kuruluşu Amerikan STRATFOR kurucusu George Friedman’ın 2010 yılında Gelecek On Yıl isimli kitabında yazdığı gibi: ‘’Amerikan gücünün temeli okyanuslar…Küresel ticaret okyanuslara bağımlıdır. Okyanusları kim kontrol ediyorsa küresel ticareti de o kontrol eder.ABD tüm okyanusları kontrol etmektedir. Tarihte hiçbir güç bunu yapamamıştır. Bu kontrol sadece ABD güvenliğinin temeli değil, aynı zamanda uluslararası sisteme şekil verme gücünün temelini oluşturur. Eğer ABD onay vermezse, hiç kimse denizlerde hiçbir yere gidemez.’’

Bugün işler, pek de Friedman’ın öngördüğü gibi gitmiyor. Yerkürenin okyanuslara ve onları birbirine bağlayan 6 stratejik geçit, kanal, boğaz ve düğüm noktalarına bağımlı olan deniz ticareti 2023 Aralık ayından bu yana büyük aksama içinde. Her alanda gerileyen ve Gazze soykırımının mimarı Netanyahu’nun geçen hafta Amerikan Kongresinde dakikalarca ayakta alkışlanması ile tüm ahlaki ve moral değerlerini de kaybettiğini dünyaya ilan eden ABD, Bab el Mandeb Boğazındaki küresel deniz ticari trafik akışını kontrol edemiyor. En dar yerinde genişliği 25 km olan, Yemen ve Cibuti arasında yer alan stratejik Bab El Mendeb Boğazında artık seyir güvenliği büyük risk altına girmiş durumda. Bu durum domino etkisi ile küresel deniz ticareti alt üst edecek gelişmeleri tetikliyor. Bu boğazdan her gün 50 gemi, 7 milyon varil petrol ile 1,2 milyar mt. küp sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) geçiyordu. Şimdi bu miktarlar yaklaşık ` azaldı. Sebebi, donanması olmayan ve 2015’ten bu yana iç savaş sarmalında ölüm, yaralanma, açlık, susuzluk ve yıkımla boğuşan İran destekli Yemenli Şii Husilerin İsrail ve batı bağlantılı ticaret gemileri ve hatta savaş gemilerine karşı saldırılarının önlenemeyişi. 7 Ekim 2023’te başlayan İsrail- Filistin çatışması dokuzuncu ayına girerken, çatışmanın İsrail ateş gücü karşısında tek taraflı orantısız güç kullanımı üzerinden çoğunluğu kadın ve çocuk sivil katliama dönüştüğü bir konjonktürde, Yemenli Husiler, İsrail’i katliamdan, yani devlet teröründen caydırabilmek için asimetrik etki yaratacak şekilde ticaret gemilerine ve onları koruyan savaş gemilerine doğrudan saldırı stratejisi uygulanıyor. Bu saldırılarla gemilere, personeline, yüküne, ciddi ölüm, yaralanma, batma ve hasar tehdidi yaratılıyor. Amerikan Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA), Kasım 2024 sonrası Husi eylemlerinden en az 65 ülkenin çıkarlarının etkilendiğini ve en az 29 büyük enerji ve nakliye şirketinin Husi saldırılarından kaçınmak için rotalarını değiştirdiğini rapor ediyor.

İsrail’e Husi kaynaklı ilk saldırı 9 Kasım 2023 günü oldu. Husiler o günden bu yana Bab El Mandeb ve Aden Körfezi ağırlıklı olmak üzere, çevre denizlerde 150 civarında saldırı ya da saldırı teşebbüsünde bulundular. Ensarallah örgütüne bağlı Husiler ilk olarak Kızıldeniz’deki Eliat liman şehrine 2000 km. ‘den dron saldırıları düzenlendi. Ardından Bab El Mendeb’i kullanan İsrail bayraklı/sahipli gemilere boğazın darlığından kaynaklanan askeri coğrafya avantajını kullanarak füze, silahlı insansız hava ve su üstü araçlarıyla saldırılar düzenlemeye başladılar. Ensarallah, 19 Kasım 2023’te İsrail’e ait Galaxy Leader gemisini Kızıldeniz’de gemiye çıkma (boarding) ile ele geçirerek mürettebatıyla birlikte Yemen’e götürdü. 25 Kasım 2023’te daha büyük bir sürpriz yaşandı. Sri Lanka açıklarında yani Hint Okyanusu’nda İsrailli ZIM şirketine ait Kalandra gemisine insansız hava aracıyla, bir saldırı düzenlendi. 27 Kasım 2023’te ise bölgede bulunan Amerikan muhribi USS Mason ve yakınındaki Liberya bandıralı Central Park isimli gemiye saldırı düzenlendi. 9 Aralık 2023’te Husiler saldırı hedeflerini genişleterek İsrail limanlarına gidecek tüm gemilerin hedef olduğunu deklare ettiler.

18 Aralık 2023 günü ABD, bölgedeki ticaret gemilerine koruma sağlayacak Prosperity Guardian (Refah Muhafızı) Harekâtını başlattığını duyurdu. Bahreyn, İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Seyşeller ve İspanya’dan destek aldılar. 19 Aralık 2023 tarihinde ABD, AB, NATO, Avustralya, Bahamalar, Japonya, Liberya, Yeni Zelanda, Güney Kore ve Singapur ortak bir deklarasyonla Husi saldırılarını kınadı. Husi saldırılarının durmaması üzerine 3 Ocak 2024 tarihinde aynı ülkeler, Husilere silah kullanma tehdidinde bulundular. 10 Ocak 2024 tarihinde Birleşmiş Milletler, 2722 numaralı Güvenlik Konseyi kararıyla Husilere saldırıları durdurma ikazında bulundu. Bu süreç sonunda ABD ve İngiltere 13 Ocak 2024’te ‘’Poseidon Archer’’ harekâtını başlatarak, cruise füzeleri ve hava gücü ile Husilerin kara hedeflerini vurmaya başladılar. Bu harekât başlayana kadar 15 gemiye Husi saldırısı olmuş, 6 gemi füze hasarı almış, 1 gemi kaçırılmıştı. Diğer yandan ABD ve İngiltere’nin söz konusu ortak harekâtı........

© Veryansın TV