Hangisi Paralel Devlet?
Ulusal televizyon kanallarında 7 Ekim Aksa Tufanı başladıktan bu yana ‘uzman’ kadrosunun bazı ‘asaleten’ atanmışlarını İran’a duydukları öfke İsrail’in safına zıplatmaktadır. İçlerinden kimilerine İslam düşmanlığı ana-baba terekesidir, böyle olunca mesleklerini daha bir içtenlikle icra etmektedirler. Mevzilendikleri kanal iktidar destekçisi olduğu için İsrail-Hamas (Küfür-İslam) mücadelesinde Hamas’a yakınmış gibi duruyorlarsa da ilk fırsatta kanalı patlatmakta, cehaletlerini ve İslam’a bir türlü dost olamamalarını etrafa yaymaktadırlar.
İran eleştirilmez değildir. Hatalarından, yanlış siyasetinden de bahsedilebilir. Fakat bu yazıda bahsedeceğim şey, üzüm yemekten ziyade bağcı dövmeyi esas alan bir TV programıyla ilgilidir. Adını vermeyi gerekli görmediğim, İran karşıtlığını meslek edinmiş bir TV kanalında bir programcı, ahbaplarından birine çalakalem hazırlattığı, İran’la İsrail’i para, silah ve asker sayısı bakımından kıyaslayan bir tabloyu ellerindeki çubuklarla sözüm ona ‘yorumlamakta’ ve her mukayesede İsrail’in İran’ı ezip geçeceği yönünde sonuçlar çıkarmaktaydı. Müteveffa bir gazetecinin de oğlu olan programcı, stüdyodaki uzmanlardan “evet, İsrail çok güçlüdür, İran onunla başa çıkamaz, dolayısıyla İran ne diye tehdit edip duruyor ve İsrail’i vuracağız gibi şeyler söylüyor!” mealinde yorumlar sadır olmasını bekliyordu. Beklediği yorumlar sadır olmayınca da bir nebze gerginleştiği her halinden belli oluyordu. O demde bir kadın uzman, “ama savaşlar illaki asker gücüyle kazanılır. Ne kadar silahınız, uçağınız, alet-edevatınız olursa olsun iş gelir, askeri gücünüze dayanır” demekle bay programcının gerginliğini artırmıştı.
Programcı dalalet makamındaki saldırgan tutumunu ilerleterek, “ama İsrail’de halk çok savaşçıdır, kadınlar bile eline silah alır savaşır, orada herkes askerdir!” mealinde, İsrail’den fazla İsrailci sözlerle müdahale etti. Kadın uzmanın 8-9 milyonluk Yahudi nüfusunun, nüfusu 90 milyona dayanmış İran’a bir şey yapamayacağını söylemesi üzerine, birkaç dakika öncesine kadar “ya İsrail’e saldırsın ya da konuşmayı kessin” sözleriyle İran’a ayar veren programcı şimdi de İsrail’in İran’ın üstesinden fevkalade geleceğine kendini ve dinleyenlerini inandırmaya çalışmaktaydı.
Derken TV stüdyosunda İran eleştirileri birden İran’a yaylım ateşine dönüştü. İran kısa sürede felç edilip sedyeye alındı. Muhafazakâr iktidarın ‘hıh deyicisi’ rolündeki TV kanalı bir anda “Tel Aviv’in sesi”ne dönüşmüştü. Programcının, programa kurum içinden, kendisinin en yakın iki adamı olarak kattığı intibaını veren iki uzmandan biri birden İran’ın paralel bir devlet olduğunu söylemeye başladı, “tıpkı Fethullahçı terör örgütü gibi” cümlesini de sözlerine eklemeli unutmadı. O anda sözünü ettiğim TV stüdyosunda yaşananların tam bir mizansen olduğu anlaşılıyordu. Belli ki programcı ve kanalın kadrolu elemanları olan sözüm ona uzmanların o gün programın........
© Venhar Haber
visit website