Stefan Zweig, Hölderlin biyografisinin girişinde, " Yeni yüzyıl, 19. Yüzyıl, çocuklarını sevmedi." demişti. O dönemin parlak şairleri, sanatçıları ve düşünürleri, genç yaşta trajik biçimde hayattan kopmuştu. Ancak bugün, 21. yüzyılda, çocuklara yönelik çok daha vahşi bir manzara ile karşı karşıyayız.
Artık yalnızca fiziksel değil, psikolojik ve sosyal anlamda da çocuklar hedef alınırken, dünya büyük bir kayıtsızlık içinde bekliyor. Bu kayıtsızlık,
korkutucu bir alışkanlığa dönüşmüş durumda. 21.yüzyıl, adeta geleceği yok etmeye programlanmış bir proje yürütüyor. Savaşlar, açlık,
şiddet ve bireysel çıkarların bedelini, savunmasız çocuklar ödüyor. Türkiye’de sağlık sektöründe ortaya çıkan bebek katliamı, bu trajedinin yalnızca küçük bir parçası.
Bir suç örgütü, yeni doğan bebekleri öldürerek kazanç sağlamayı hedefliyordu. 12 bebeğin ölümünü planlayan bu çetenin ortaya çıkması, derin bir yara bıraktı. Ama bu yara hızla kapanacak, çünkü toplum bunu birkaç gün konuştuktan sonra unutmaya mahkûm. Çünkü böyle öğretiliyor; tepki ver, tweet at, sonra unut. Peki bu nasıl bir toplum? Bu kadar büyük bir vicdansızlık nasıl normalleşti? Gördüklerimiz ile........