Rakamsal veriler, bu gün yaşadığımız hayatlara tat veremiyor
Değerli okuyucular, herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum. 84 milyon nüfuslu ülkemizde, yaklaşık yüzde 42 oranla asgari ücretle istihdam edilen emekçilerimizin yaşadığı sorunları göz önünde bulundurduğumuzda, ne kadar kan kaybettiğimiz ve bunun yaşamlarımıza, geleceğimize etkisi oldukça belirgindir. Türkiye’nin son dört yılına baktığımızda, rakamsal verilerin hem milletçe cebimizden, hem de devlet olarak nasıl bir erimenin eşiğine geldiğimizin hala şaşkınlığını üzerimizden atmış değiliz.
Yıl 2022’de asgari ücret 4.253 lira, 2023’te 11.402 lira, 2024 yılında ise 17.000 lira olarak belirlenmiştir. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, her ne kadar sözde bir artış yaptıklarını dile getirseler bile, yüksek enflasyon paranın alım gücünü azaltmakta ve fiyat değişimlerini durdurmak konusunda insanlarımızı tatmin edecek bir orana sahip değiliz. Örneğin, Türkiye’de 1960'lı yıllarda 80-100 bin TL ile bir ev alınabilirken, bugün bu para ile bir kilogram kıyma bile alınamamaktadır. Bu durum, enflasyonun alım gücünü zaman içinde ne denli azalttığının net bir göstergesidir.
Böylelikle artış yüzde 50,54 oldu. Öte yandan, asgari ücrette gelir ve damga vergisi de kaldırıldı. Ancak ne kadar da rakamsal bir oranla........
© Van Havadis
visit website