Siyasetin yorucu gündeminden biraz olsun uzaklaşmak istiyor insan. Memleketim Trabzon’un temiz havasını soluduğum, sevdiklerimle hasret giderdiğim güzel bir bayram geçirdim. Artık İstanbul’a dönme vakti geldi.
Anadolu’dan Türkiye ve dünyadaki gelişmelere farklı bakılıyor. Telaşlar, meşguliyetler, fikir ve düşünceler farklı. Yerel ve küçük üreticiler kendi işinde gücünde bulundukları bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlayarak toplumsal dayanışma örneği sergiliyor.
İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerdeki yoğunluğun, çarpık kentleşmenin, alt yapı yetersizliğinin, belediyelerin iş yükünün, konut ihtiyacının, arz-talep dengesizliğinin, hayat pahalılığının tüketim toplumu haline gelmemizle doğrudan bağlantısı var.
Türkiye’de 1950'li yıllarda başlayan ve bugüne uzanan iç göç ile birlikte değişen tüketim anlayışı üzerine pek çok araştırmalar yapıldığını görüyoruz. Kırsaldan kente göçün yol açtığı en önemli sorunların başında tarım ve hayvancılığın gerilemesi geliyor.
Oysa tarım ve hayvancılık sektörü ülke ekonomilerinde refahın en temel göstergelerinden biridir. Ayrıca diğer sektörler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Kırsaldan kente göçün hız kazanması tarım ve hayvancılık sektörlerinde istihdam ve bazı üretim verilerinde düşüşlerin meydana gelmesine neden oldu.
Kırsal alanlardaki üretim çıktılarının yıllara göre düşmesi, kentlerde yoğunluk oluşturan nüfusun bu üretim mallarına talebinin artması ürünlerin........