Yirmilerime kadar kafam önde, omuzlarım yerde yürürdüm. Olmuşu, bitmişi, olmamışı, bitmemişi, her nasılsa yeri doldurulmuşu, her nedense yerine koyulamamışı sırtlanıp yollar yürürdüm. Sonrası hayat telaşıyla yürümeyi unutarak ve daha çok koşarak geçti.
Buzlu bir camın arkasından bakarken de yürünürmüş, boş gözlerle de, gidilecek adres bulunurmuş...
Bulunurmuş ki, hiç kaybolmadım hayatımda.........