Diyarbakır’da dünyalar tatlısı bir yavrumuzun vahşice katledilmesi, hepimizin yüreğini parçaladı. Korkunç olan, cinayetin aile içinden birileri tarafından işlendiğine dair güçlü emareler… Tutuklanan itirafçının verdiği bilgiye göre şu kadarı kesin ki, 8 yaşındaki Narin’in cenazesinin dereye saklanması ve bulunamaması için aile içinden birileri en azından yardım etmiş. Katil amca mı, ağabey mi, itirafçı mı, yoksa bunların dışında bir başka kişi mi, soruşturma neticesinde göreceğiz. Çelişkili ifadeler, silinen mesajlar, cesedi gömdüğünü söyleyen itirafçının ifadeleri tüyler ürperten vahşetin aile içinde gizlenmeye çalışıldığını ortaya koyarken, CHP-DEM ittifakından birileri yine çıktı, haftalardır olayı aydınlatmak için gerekli bütün çabayı gösteren güvenlik güçlerini, yargıyı, hükûmeti hedefe koyarak, buradan siyasi rant çıkarmaya çalıştı. Bunlara söylenecek çok şey var da, şuradan başlayalım; Hiçbir şekilde şikâyet, ihbar veya şüphe olmadan, dünyanın neresinde bir devlet aile içerisinde işlenecek cinayete tedbir alabilir? Kayıp ihbarı yapıldıktan hemen sonra alarma geçen, aileden birilerinin çarpıtma, yanlış yönlendirme çabalarına rağmen her yeri tekrar tekrar arayan, bölgeyi âdeta ablukaya alıp herkesi tek tek sorgulayan, en ufak bir şüphede gereğini yapan ve en nihayetinde 19 gün sonra derede suyun altına saklanan çuval içindeki cesede ulaşan güvenlik güçlerimiz ve olayı soruşturan savcılarımızı takdir etmek gerekirken, birilerinin aynı derede suyu bulandırma çabasına ne demeli? Hele de bunların içinde DEM varsa! Aynı şehirde, hemen 10-12 kilometre ötede Diyarbakır Annelerinin DEM binası önündeki nöbeti 6. yılına girdi. Kiminin 9, kiminin 10 yaşındaki........