Kıskaçtaki Türkiye

İkinci Dünya Savaşı sonrası şekillenen küresel mekanizma, içinde bulunduğumuz Üçüncü Dünya Savaşı sürecinde karanlık bir dehlize girmiş durumda. NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği… Bugün hepsi tartışmalı hâle geldi. Özellikle Gazze’deki soykırımın ardından Birleşmiş Milletler anlamını kaybetti. İngiltere’nin Brexit kararıyla AB’den kopması da, Avrupa’daki birliğin ve dünyanın geleceğine yönelik önemli bir işaretti. ABD’nin askerî tahakkümünden kurtulmak için ‘Avrupa ordusu’ hayali kuran ve “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen Fransız lider Macron’un bütün hesapları Ukrayna savaşı ile suya düştü. Şimdi de Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı yenilginin ardından seçime gidiyor. Benzer tartışmaların sürdüğü Almanya ise 100 milyar avroluk bütçe ile kendi ordusunu kurmaya çalışıyor. 90 bin ABD askerinin himayesindeki Almanya da artık açık açık büyük savaşa hazırlandıklarını gizlemiyor. Avrupa halkı, AP seçimlerinde faşist partilere yönelirken, bu tavır ABD ve küresel güçlere meydan okuma olarak yorumlanıyor. *** Savaş korkusuyla genişleyen NATO’nun nereye varacağı ise belirsiz… Özellikle Türkiye açısından. Ukrayna-Rusya savaşında yürüttüğümüz denge politikasından tutun, S-400 alımına kadar pek çok noktada Türkiye’den rahatsızlar. Türkiye, ‘Tak diye emredileni, şak diye yapan’ ülke değil artık. Suriye’de karşı karşıya bırakıldığı tehditlerden ders aldı çünkü. Bizi koruması gereken NATO’nun, Rusya ile uçak krizi yaşarken Patriot hava savunma sistemlerini söküp........

© Türkiye