Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde bir grup yeni teğmenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ayrılmasından hemen sonra kılıçlarını havaya kaldırarak, 15 Temmuz kalleş darbe girişiminin ardından resmî yeminden kaldırılan metni okumaları, günlerdir tartışma konusu. 300’e yakın teğmen “Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller, karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türk’üm diyene!” dedikten sonra, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları atmıştı. Bu görüntülerin sosyal medyaya düşmesinin –yahut kasıtlı olarak düşürülmesinin- ardından büyük tartışma çıktı. AK Parti içerisinde dahi birileri, tıpkı CHP gibi “Ne var bunda? Hepimiz Atatürkçü değil miyiz? Her Türk askeri Atatürk’ün askeridir, bunu söylemeleri de gayet doğal” diyerek, resmî teamülün dışına çıkılmasını normal karşıladı. Tepki gösterenler ise resmî metnin dışında ikinci bir yemin edilmesini ‘başkaldırı mesajı’ olarak görüp, atılan sloganların siyasi mesaj içerdiğini ve bütüne bakıldığında 28 Şubat’ı çağrıştıran bir durum olduğuna dikkat çekti. Haklılık payları yok muydu? Birazdan bu metnin 28 Şubat ve FETÖ ile çarpıcı bağlantısına dikkati çekeceğim ama önce şunları hatırlamak lazım; Başbakan Adnan Menderes’i ve bakanları asanlar, 1960’dan bu yana bütün darbe ve muhtıralara imza atanlar, hatta 15 Temmuz işgal girişimine kalkışan FETÖ’cü hainler bile “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganının ardına saklanarak kirli amaçlarını gizlememiş miydi? *** Metne bakınca problem görmeyebilirsiniz… Türk askerisin; elbette ülkenin toprağını, bağımsızlığını, bütünlüğünü, milletin namus ve şerefini koruyacaksın. Ayrıca bu sadece senin görevin değil, hükûmet de, Meclis de, istihbarat teşkilatı da, polis de, yargı da, hatta gerektiğinde vatandaş da bu uğurda üzerine düşeni yapacak. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi. Vatan toprağına el uzatanın karşısında elbette kılıcın keskin olacak. Yalnız, o kılıcı bugüne kadar ordunun içindeki zıpçıktıların yaptığı darbelerdeki gibi, kendi hükûmetine ve milletine........