Bina bitince usta, yaz bitince gölge veren ağaç unutulur derler. Kim bilir kaç binada tuğlası olan vefakâr insanları unutuveririz işimiz onunla bitince! ‘Akıllı’ telefonlar elimizin altında olmasına rağmen, bir telefon kadar uzağımızda olan insanları aramak dünyanın en zahmetli işi gelir belki de bize! Rahmetli Ömer amcam, nişanlısını görmek için eşek sırtında yarım gününü yolda geçirirmiş. Acaba teknoloji mi bozdu bizi? Şu an 97 yaşında olan dedemin kardeşi Yakup amcamın, "Eskiden hayatı karnımızın içine koyacak gibi severdik" sözleri kulaklarımda çınlamakta, "Modern zamanlar mı elimizden aldı samimiyetimizi, sıcakkanlılığımızı, içimizde kırıntıları kalan kadirşinaslık özelliğimizi?!." düşünceler aklımdan geçerken. Madem eşrefi mahlukat olarak yaratılmış -yalnız başına yaşaması neredeyse imkânsız olduğu için- madem sosyal olmak ve insanlara yardımcı olmak durumunda insan, ilk önce en yakınlarından başlamalı yardıma, hâl hatırı, selam sabahı eksik etmeyerek. Her hafta hutbede okunan Nahl Suresi’nde de "… akrabaya yardım edin" diye buyrulurken, maddi yönü bir yana, maneviyat da buyurulmuyor mu? Nasıl ki eğri ağaçtan düzgün oklava yapmak mümkün değilse, iyi bir rol model olmayan ana babanın........