Gelin girmeyen ev olur da!..

“Ölmeden önce ölünüz” buyurulur. Elbette ölmeden önce ölmek bahsi öyle kolay bir iş değil. Ancak seçkinlere nasip olacak bir başarıdır. Ölmeden evvel ölmek esasında ölümün sırrına ermek demektir. Gafletin tesiriyle unuttuğumuz ne çok hakikat var. Kendimize hatırlatmamız gereken ne çok gerçek var. Şöyle bir sözü vardı rahmetli babaannemin; “Gelin girmedik ev olur da, ölüm girmedik ev olmaz kızım” derdi. Aklıma gelir sıklıkla, hak verirken gözlerim dolar. Bazen yutkunup boğazımıza takılan söylenmedik sözleri gözlerimiz tamamlar çünkü bilirsiniz… İşte öyle! Hasılı kelam ölüm bambaşka pencerelerden benzer kapıları aralıyor ve o aralıkta daha iyi anlıyorum ki ölüm yok sadece, ölüm ve ötesi de var. Bu şuurla yaşamak lazım ne kadar vaktimizin kaldığını bilmediğimiz şu fâni misafirhanede, ona iyi hazırlanmak lazım… Bu seyahat daha öncekilere benzemeyecek besbelli! Şimdi onunla ilgili tüm bildiklerim acı hatıralara dönüşüyor. Tüm acziyetimle ölmeden önce ölenlerden, yani sırra erenlerden olmak istiyorum. Kalbim derin bir idrake esir olurken! Bir mısra geçiyor mana iklimlerimden: “Yunus öldü diye sala verirler, Ölen beden imiş âşıklar ölmez.” Yunus Emre’nin bu nidası yankı buluveriyor gönül hafızamda! Öyleyse ölmek........

© Türkiye