Çocuklarınızı çocuklaştırabiliyor musunuz?

İnsan doğduğu zaman, içinde kocaman bir hayret duygusu ile gözlerini dünyaya açar. Çevresindekilerden her şeyi büyük bir heyecanla seyreder. Büyüdükçe büyük bir heyecanla çevresini incelemeye başlar. Çocuk merak ettikçe anne baba onu koruduğunu sanarak, çocuğu merak ettiği şeyden uzaklaştırır. Ellerini topraktan çeker, kurulmasına izin vermez. Bazen doya doya gökyüzünü seyretmesine bile imkân tanımaz. Eline o soğuk cihazı verir, ekran ile onu tanıştırır. Çocuk ekrandaki hızla akıp giden görüntü silsilesini cazibesine kapılır. Dünya bir anda silikleşir, iyileşir gözünde. Bütün hayret duygusunu ekrana akıtır... Büyüdükçe azalır çevreye ilgisi... Bakışları donuklaşır. Bu sefer anne baba endişelenmeye başlar. Yolunda gitmeyen şeyler vardır. İçinde büyüttükleri endişe sarmalı, onları hiç kendi vicdanlarını muhasebe etmeye gitmez... O endişe sarmalını susturmak için bütün profesyonel yollara baş vururlar. Lakin unuttukları bir şey vardır... En faydalı çözüm, kendi içlerinde hayret duygusunu canlandırmak ve çocuklarına da bunu yeniden tattırmak olacaktır... Sakince o soğuk cihazın kapama tuşuna basıp yeniden toprakla çocuğunuzu barıştırın. Beraber toprağa, çamura, suya dokundukça, gökyüzünü seyrettikçe oyuncaklarına döndükçe çocuklaştıkça yeniden canlanacak yüreğindeki hayret duygusu. Yavrunuzun gözlerindeki o donukluk yeniden hayret dolu bakışlara bırakacak yerini... Bir çiçeğe bakınca........

© Türkiye