Bilinmezciliğin bilinmemesi |
İnsanın fıtratında inanmak vardır. İnanmayan insan yoktur. “Ateistler?” dahi inkâra inanmak üzerinedir: “Ben ateistim” diye kaçış yolu arayanlar bir yere kadar kaçabildiler. Bugün ise ateizmden daha tehlikeli bir tutum ortaya çıktı: Agnostisizm (bilinmezcilik). Agnostikler şöyle der: “Yaratıcının varlığını kanıtlamak mümkün değildir; ancak yokluğunu ispatlamak da imkânsızdır. O hâlde biz ‘vardır’ da demeyiz ‘yoktur’ da... Bilmeyiz.” Şüphesiz “bilmiyorum” demek ilimlerin anahtarıdır; insan o anda öğrenmeye başlar. Fakat inanç böyle bir şey değildir. Agnostiklerin anlamadığı nokta şudur: Eğer Allah varlığını gözle görülür şekilde ispatlamış olsaydı, bu bir imtihan olmazdı. İmtihan olmazsa, cennet de cehennem de olmazdı. Kur’ân-ı Kerim, insanı “ahseni takvîm” (en güzel kıvamda) olarak tarif ederken, inkâr edenleri “esfel-i sâfilîn” (aşağıların aşağısı) olarak nitelendirir. Görmediği ilaha sırf iman ettiği için insan en yüksek mertebeye çıkarken; delillere rağmen inkâr eden, hayvandan bile aşağı düşer. Ateistlerin hiç olmazsa bir iddiası vardır. Fakat........