Denilen, denilmeyen...

“Genç tenha tarafı görmüş kendini o tarafa atacakken çantayı hesap edememişti...”

Birkaç zamandır gitmeyeli özlemişiz Fatih’i... Ne zamandan beri gidememiştik. O Yavuz Selim’den yukarı çıkarken köşede muhallebi satan, minik çocuklara bu da benden diyerek bir top fazla ikram eden tonton amcanın muhallebicisi... İki adım aşağıdaki anne eli değmiş gibi değil gerçekten anne eliyle yapılmış turşucusu... Malta’ya doğru giderken görenin selam vermek hâl hatır sormak ihtiyacı hissettiği nur yüzlü uzun boylu acısı alışkanlık yapan çiğ köftecisi... Hemen karşısındaki dükkânda büyük bakır kazanlar içinde Pervari balı satan balcımız...

Ama Çarşamba semt pazarını görünce günlerden çarşamba olduğunu anladık. Eh madem bugün çarşamba, bir semt pazarı alışverişi yapalım dedik...

Semt pazarının en kalabalık olduğu saatlerden biriydi. Tezgâh önlerinde insanlar........

© Türkiye