Yazıya kafa karıştırıcı bir cümleyle başlıyoruz: “İnsanın kendisiyle ilgili farkında olduğu şeylere dair farkındalık düzeyi düşüktür.” Şimdi biraz açalım konuyu… Diyelim ki ortada bir kriz var ve siz de bu krizi çözmeye çalışıyorsunuz. Eğer içinizden bir ses sürekli olarak, “Çok iyi yönetiyorum bu krizi ya!” diyorsa, o krizi aslında iyi yönetemediğinizin bir göstergesi olabilir. Çünkü krizi gerçekten iyi yöneten bir kişi ha bire “Çok iyi yönetiyorum” diye düşünmez. Onu başkaları düşünür. Veya İngilizceyi gerçekten akıcı konuşuyorsanız, ne kadar akıcı konuştuğunuzu düşünmezsiniz. Çünkü İngilizcesi zaten iyi olan kişi, iyi konuştuğunun farkına varmaz. Ama dil akmıyorsa, aklınız hep orada olur. Hasbelkader güzel bir cümle kurduğunuzda “Helal olsun bana, sular seller gibi konuşuyorum” diye düşünürsünüz. Acemi şoförler arabayı tek hamlede park ettiğinde büyük bir coşku yaşar mesela. İnip kaldırımla lastik arasındaki açıyı falan kontrol edip kendini tebrik eder. Ama kırk yıllık şoför nasıl park ettiğini fark etmez bile. Bu aslında bilinçaltının bir oyunudur. Bilinçaltımız eksik ve kusurlu olduğumuz alanlarla ilgili bilincin üstüne bir tür terapi uygular. Bilinç düzeyinde yaşanan yeterlilik........