İnsan belirli bir yaşa gelince neyi kazanıp neyi kaybettiğini daha net görmeye başlıyor. Bu yüzden bir süredir “kazanma hırsına yenik düşmek” cümlesi üzerine düşünüyorum. Kazanmayla başlayıp yenilmekle biten bu cümledeki tezat, hayatımızı özetliyormuş gibi geliyor. Geçen bir bilgisayar oyunu oynarken daha iyi fark ettim. İnsan puan kazanırken bir yandan canı gidiyor. Sadece kazandığın puanlara odaklanırsan, oyunun yarısında yere serilip kalıyorsun. Yani yüksek bir puanla oyunu kaybediyorsun. Yaşadığımız tam da buna benzemiyor mu? Performans notumuzu artırmak için hayat kalitemizde ’a varan tenzilat yapıyor, öz geçmişimizde satır biriksin diye ömrümüzün en güzel yıllarını harcıyoruz. “Pedal çevirmeye devam et, yoksa düşersin!” veya “İnce bir buz tabakası üzerinde kayıyorsan tek çare hız yapmaktır” türünden cümlelerle psikolojimizi bozdular. Tedavi olarak da reçeteye aç karnına “kendine yatırım” yazdılar. Bu nasıl bir yatırımmış anlamadım! Yatır yatır bitmiyor. Etkin İletişim ve İmaj Eğitimini tamamlıyoruz, hop, Çatışma Eğitimi çıkıyor karşımıza. Çatışmayı bitiriyoruz, Diksiyon ve Beden Dili programı başlıyor. Adam muhasebeci, ileride bir yakınımı kaybedersem sıkıntı olmasın diye Travma ve Yas Terapisi eğitimine katılıyor. Günde iki paket........