2013 senesinin soğuk bir şubat akşamıydı. Telefonum çaldı. Titrek bir ses “Enver Ağabey vefat etmiş” dedi. “Hastanedeymiş şu anda. Biz gidiyoruz.” “Ben de geliyorum” diyebildim sadece. Sonra giyinip evden çıktım ve Türkiye Hastanesine gittim. Hastane bahçesinde şaşkın bir kalabalık vardı. Herkes birbirine bakıyor, bir şey konuşamıyordu. Ne yapacağını hep ona sormaya alışan insanlar, hâliyle ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hastane bahçesindeki o hüzünlü sessizliğin içinde, titreşerek gezinen yoğun bir yetim kalmışlık duygusu hissediliyordu... O gece çok garip olduk. Uyuyamadık. İçimize büyük bir yalnızlık çöktü. Ama ertesi gün biraz toparlandık. Eyüp’te Kâşgâri Dergâhı'na çıkan yokuşta, “Kişi sevdiğiyle beraberdir” müjdesine sığınan mütevekkil ve ağırbaşlı bir hüznü birlikte omuzladık. O dik yokuşu Enver Ağabey'den miras kalan “Hayat hayaldir” cümlesine tutunup da çıktık... Hayat hayaldi gerçekten. Ve Enver Ağabey, o hayali gerçeğin müjdesiyle güzelleştirdi. Allah rahmet eylesin. Onu çok özledik. Enver Ağabey’den ne öğrendim? 1- Bir kalbin, başka bir kalbi kırmamak için nasıl........