Bir arkadaş anlattı. İşten dönerken markete uğramış. Cep telefonunu çıkarıp eşinin gönderdiği alışveriş listesini açmış ve her şeyi almış. Eve geldiğinde mutfakta poşetleri boşaltan eşi “Canım, niye iki tane peynir aldın?” diye seslenmiş. Arkadaş mutfağa gidip bakmış. Gerçekten iki tane peynir duruyor tezgâhın üstünde. Sonra gidip telefondan listeye bakmış. Listenin baş ve son tarafında peynir yazıyormuş. Yani eşi dalgınlıkla iki kere yazmış peyniri. Bizim arkadaş da düşünce mekanizmasını devre dışı bırakıp otomatik pilota bağladığı için, iki tane peynir almış. Yani sadece komutla çalışan zihin, kodlama hatasını görememiş. Netice? İster makine versin komutu ister insan, fark etmez. Komutla çalışan insanda düşünme yeteneği zayıflıyor. Teknoloji geliştikçe gevşeklik artıyor. Yapay zekâ teknolojileri son hız ilerlerken insan zekâsı yatay bir seyir izliyor. Robotların dünyayı ele geçirme senaryolarını falan boş verin. Asıl tehlike budur bence. Bedenler zaten tembelleşmişti. Şimdi sıra düşünceyi tembelleştirmeye geldi. Bunun pek farkında değiliz tabii. Çünkü son iki yıldır yapay zekâya şaşırmak ve hayran olmakla meşgulüz. Biz akıllı tahtayı akıllı zannederken meğer arka planda neler........