FİDAN, ÇINAR OLUR
2006 yılıydı; bir sebeple TİKA Başkanıyla görüşmek için Ankara’yı arattım. Yardımcı hizmet görenler telefonu bağladılar. Selamlaşmadan sonra şunu söyledim: -Her ne kadar tanışmıyorsak da şöyle bir iş var, onun için rahatsız ediyoruz… Karşıdan gelen cevap, kelimesi kelimesine şöyle oldu: -Rahim abi siz, bizi tanımıyorsanız da biz, sizi tanıyoruz. Sizin, 30 yıldır çizdiğiniz çerçevenin içini doldurmaya çalışıyoruz. Şu ânda Sudan’da su yolları, Kırım’da konutlar yapıyoruz. Bu cevabı veren insanın adı Hakan Fidan’dı. Bu dedikleriyle yalnızca kaç yıldan beri yazdığımızı söylemiyor, ne yazdığımızı da söylüyordu. Sn. Hakan Fidan’la daha sonra Ankara’da yüz yüze görüşmemiz de oldu… Hakan Fidan, TİKA Başkanlığından sonra MİT’in başına tayin edildi. MİT, Hakan Fidan’la tarihinin en iyi günlerine kavuştu. 2015 yılına gelmiştik: Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı, Sn. Ahmet Davutoğlu Başbakan, Sn. Hakan Fidan da MİT-Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanıydı. 7 Haziran’da milletvekili seçimleri yapılacaktı. Sandığa bir-iki ay varken Cumhurbaşkanına refakatle bir hey’et hâlinde Umre Ziyareti’ne gitmiştik. Dönüşte uçağın önünde Cumhurbaşkanı mahfilinde yalnızca üç kişi vardı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanı Nihat Zeybekçi, Rahîm Er… Biz, aramızda sohbet ederken; uçak, Türkiye’ye doğru mesafeleri katetmeye devam ediyordu. O ara Cumhurbaşkanına bir haber geldi: -Hakan Fidan görevinden istifa ederek milletvekili aday adayı olmuş… Tayyip Bey, aldığı habere çok, ama çok kızdı. Şunu söyledi: -Bu, bir lider hareketidir; kendi başına nasıl hareket eder? Nitekim çok kısa süre içinde istifa geri alındı, milletvekili olma niyetinden vazgeçildi… Yönlendirici iradenin ne kadar kıymetli olduğunu bir kere daha gördük. Ondan sonra MİT kendini belki on kat yeniledi. Hakan Fidan ismi de o ölçüde değerlendi. Sn. Erdoğan haklı mıydı? Çok haklıydı. MİT Başkanı olmak, herhâlde........
© Türkiye
visit website