Bütün menfiliklerimi gizleyerek samimice elimi uzattım... |
Biraz önce asabımı bozan adamın tam aksine gülücükler dağıtan, mütevâzı, temiz bir simayla karşı karşıyaydım.
Yerimde oturamıyordum. Kalktım; koca dünyanın yükünü sırtında taşıyormuşçasına iki büklüm, yer yer kır düşmüş şakaklarımı ovarak, oda içinde bir o yana, bir bu yana; hapishane avlusunda, acemi bir mahpus misali volta atıp duruyordum ki kapım tıklandı. Yanı başımdaki kapıyı hemen açtım. Karşımda; birkaç günlük sakalları yüzünün güzelliğini gizleyen ve hayata meydan okurcasına yuvasına sıkıştırılmış iki taze ceylana benzeyen zeytuni gözleriyle etrafı süzen, genç bir adam, biraz önce her tarafı serinleten atmosferden kurtulmak istercesine pencereye bakarak:
- Havanın böyle olacağını bilseydim yine gelirdim!.. dedi, gülümsedi.
Biraz önce asabımı bozan adamın tam aksine gülücükler dağıtan, mütevâzı, temiz bir simayla karşı karşıyaydım. Bukalemun misali renk değiştirmem lazım geldiğini bildiğim hâlde önceki atmosferden bir tülü çıkamıyor, patinaj........