Buğulanmış gözlerdeki hasret ve sevinci görmeye değerdi...

Biliyorlardı ki Gemlik bugün bir başka güzellikteydi... Göğüslerinde çatırdayarak alevlenen sımsıcak ateşin olağanüstü ışıltıları gözlerine yansıyordu... Dağlara kar yayılır, Kar üstünde kayılır, Çarşıya inme sakın! O da bizden sayılır. Yol yorgunluğu, yaşanan sıkıntılar kimsenin umurunda değildi. Onlar, sımsıcak yuvalarından, bütün zorluklara rağmen çıkıp Gemlik’in bir köşesinde 36 sene önceki arkadaşlarına kol kanat germeye, cana can olmaya, muhabbet almaya, sevgi vermeye, kısacası; ömürlerine ömür katmaya gelmişlerdi. Aşağılık nefislerini yenmeye, gecikmenin, geçmişin intikamını almak üzere and içmişlerdi sanki. Göğüslerinde çatırdayarak alevlenen sımsıcak ateşin olağanüstü ışıltıları gözlerine yansıyordu. “Hakikaten Dumlu Ortaokulunun küçük bir sınıfındaki arkadaşlarımla birlikte miyim?” diyen güngörmüş tecrübeli beyler ve hanımefendiler, hayat arkadaşlarıyla âdeta bir rüya görüyorlardı. Farkında olmadan etini cimciklediği (çimdiklediği), kirpiklerinin arasından sızan........

© Türkiye